*****
Bir yudum sevgiye düşmüş
Bu sonbahar bir yaprak,
Sevgide yeşermiş yeniden
..
Bana hergün sonbahar
İlk defa bugun üşümüyor yüreğim
Gönlümde hergün yaprak dökümü var
İlk defa bugün sararmadı bahcemdeki topraklar
Gittiğin gün başladı gönlümdeki heyelan
Gün geçtikçe kayıp gidiyor bastıgım topraklar
Bana her gün sonbahar
..
Bitmeyen zamanlara gebedir gönlüm şimdi,
Yazdığım bu satırlar bir hasretin öyküsü.
Bir kızıl rüzgar esti gönlüme yağmur indi,
Dudaklarımda hâlâ bir sonbahar türküsü.
Takvimden yapraklar birer birer düşerken,
Biraz bekle birtanem daha vakit çok erken.
..
Adını Ankara yazdım sokaklarına Gözlerini bıraktım gözlerimde Adımlarını sokaklarında Adını Ankara yazdım Sonbahar mevsiminde yapraklara savruldukça bir daha gelsin diye Adını Ankara yazdım
..
Şu bankta oturan varya,
O benim.
Ve bu müzik bana eşlik ediyor,
Ne yapıyorum ben orda?
Sudaki yansımamı seyrediyorum,
Ve dinliyorum içimde konuşan beni.
..
Bırak ellerin ellerimde kalsın,
Bırak gözlerin gözlerimde kalsın,
Bu sevdamız uzunca bir yol alsın
Sonbahar geldi işte...
Bu mevsimde hüzün sarar herbir yanı,
Alacakaranlıkta bile muhabbetin rengi sarı,
..
Sonbahar gelir çatar,
Ağaçlar sapsarı,dökülür yapraklar,
Aşklar çoğalır ya da yeniden başlar,
Herkes üstünde montla gezer dolaşırlar.
Sonbahar gelir bakar,
İnsanlar camdan bakar,
..
Doku.....ilk ilmiğe... kendini.... sonrasına. dünyayı sar.... kıvrım.. kıvrım... göreceksin... hüzün bahar...sevinç.. sonbahar.. Sen halınıı. doku.... dövüldükçe kıymetlensin........
..
Darmadağın bulutlar, gökyüzünde isyan var bu akşam. Bu senin türkün gibisi yok işte. Bakma bana öyle, saçlarını rüzgara vermeseydin ya. Ben rüzgar mıyım, ben rüzgar... Ellerin tutarken acılarını, namlunun ucunda ben olduğumu unuttun. Boş ver artık benim için giyinme o mavi elbiseni...
Darmadağın işte darmadağın hayat ve yoruldum, inan ki yoruldum, peşimde sürüklemekten gökyüzündeki bütün yıldızları. Sarı bir sonbahar uykusu bu uyuduğum, ve tel örgünün ötesine ait, bütün gördüğüm senli rüyalar.
Bu benim ülkem mi, çocuklar umuda taşır kaygılarını, bu benim ülkem mi? Yine aklımda dumanlı dağların kekik kokusu ve isyanım güle düştü bir Kürt kızının zeytin karası gözlerinde. Ey Fırat kardeşin Nil sessiz sedasız akıp gitmekte, öykülerin en kalabalığına doğru. Sen boşuna başını taşlara vurup ta çağlayıp durma. Kimseler duymuyor işte içimdeki isyanı. Duyan yok! Oysa sesimizin yettiğince bağırıp durmaktayız gecenin ortasına. Darmadağın bulutlar.
Fırtınaya karışan sensizliğin sarı gölgesi değil artık, fırtınalar bile uykuya dalıp gitti namluda. Sessiz bir bebek uykusudur, aklımda ağlayan kadının gözyaşları, sessiz bir bebek uykusu anne. Rehin kaldı masallar Dicle'nin öteki yakasında. Varın söyleyin o sonbahar saçlıya, benim öykümü şimdi yıldızlar bile unuttu. Unutsun bu türküyü, unutsun bu şiiri ve duvardan indirsin artık o afişi…
..
Bir sonbahar akşamıydı bırakıp gittin
UNUTMA o günü daima hatırla
Geri dönme bana
Sitemim yalan sevdalara
Her yağmurda beni hatırla
Ağlasın gözlerin haykırsın dünyaya
..
Birbirine uzak dikilmiş iki fidan gibi
Büyüdükçe birleşecek yüreklerimiz
Uzadıkça dallarımız, döküldükçe yapraklarımız her sonbahar
Avuçlarımızda tek bir hazan yaprağı hem de kehribar
Ne zaman ki dallarımızı basacak atkestaneleri
O zaman açılacak gözlerimiz
Kim bilir belki bir sonbahar ertesi, kelebeksiz bir gecede
..
Mevsim sonbahar
Soldu yapraklar
Ve çiçekler
Dökülüyor toprağa
Tüm güzellikler
Mevsim sonbahar
..
Hüzün mevsimidir sonbahar
Ayrılık çanlarının kulakları sağır ettiği dayanılmaz bir melodinin başlangıcıdır
Hatıralar kalır yaşanan koca bahardan
Silip götürür bütün umutları ardındaki göz yaşlarına bakmadan
Bir yalnızlık vaktidir sonbahar,sokaklar sessiz kalır
Neşeyle koşan çocukların yerini acıyla uçan yapraklar alır
Anılar canlanır ağlamaklı olan gözlerde
..
Dallarda sarı sarı yapraklar.
Solgun renklerinde ıstırap var.
Dünyayı saran hükümranlıktan
Kötü haber var
Yapraklar hasta,
Sonbahar yasta…
..
Belki birgün sonbahar hüznü çöker ansızın,
Hep vakitli vakitsiz eser mahihülyalar,
Keskin bıçak dayanır elindedir gamsızın,
Alamıyor canımı ondan başka neyim var.
Bir sen varsın bilirim bu baharı yaz eden,
Bir canım var bir canım, ölüme de naz eden,
..
Sonbahar yüzlü bir palyaçonun düşleri süzüyor kalemimden, cesaretinin sayfalarına doğru. Üstü kırmızı anılarını topla ve sor ona, ‘peki ya umut? ’.
..
Ritmi bozuk sesler çıkıyor parmaklarımdan.
Şimdi vakit geç ve ağlamaklı sonbahar...
Yağmur gelecek bulutlar ürkek ve sensizliğin alkole sebep...
Deniz kokuyor ihtiyar sokaklar,
Sokak lambalarının mesaisi bitmek üzere...
Gün başlamak için hazırlığını yaparken gece gitmek üzere...
Şimdi vakit geç ve sonbahar ağlamaklı...
..
Ayrılığın ateşi yaktı yüreğimi,
Sensizlik büyük gelmişti bana.
Soğuk bir sonbahar akşamı değil miydi?
Beni benden alan;
Seni bana dolduran...
Yine bir sonbahar akşamıydı:
..
Sonbahar güneşiydi, sisliydi;
Ulu kavakların sararma demiydi.
Kıpırdadı birden toprak, sessizdi;
Sebep bir ilk yağmur tanesiydi.
..
Sonbahar neden bu kadar hüzün kapladı yüreğini. Neden bu sebepsiz susmaların. Niye bu kadar dert ediyorsun ki. Bir başka bahara ne kaldı ki şurda. En güzel sevgiler yine senin olacak. Ya ben hiç beni düşündünmü. Benim için bahar gelmeyecek. Ben dört mevsim seni yaşıyorum. Biliyormusun çaresi yok bu hastalığın. Şimdi anladınmı benim yürek acımı.
..