Son Mektup* Şiiri - Celalettin Kurt

Celalettin Kurt
50

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Son Mektup*

Gülüm, ince fikrim nerelerdesin
Gittiğin yerleri mekân mı tuttun
Dönerim demiştin giderken son kez
Verdiğin o kavli ne tez unuttun
Gönlümde hasretin, aşkın büyürken
Ne buldun yâd elde, neleri tattın
Vefâ çiçeğimdin oysa sen benim
Yoksa sevdamızı yâda mı attın
Gülüm, ince fikrim nerelerdesin

O gizli sevdadan an’lar hatırla
Elimiz aşk ile vururdu saza
Türküler derlerdik en tiz perdeden
Beraber söylerdik âvâz âvâza
Martı çığlıkları sararken göğü
Gözlerin gözümde gelmezdi naza
Deniz sarasını saçarken deli
Selamlar yollardık bahâra, yaza
O gizli sevdadan an’lar hatırla

Köprüler mi yıkık, yollar mı bozuk
Bir gittin, pir gittin, gelmez selâmın
Dilimi söyleten, göğe uçuran
Sevgiler dokuyan nerde kelâmın
Nakışlar çizdiğin, desenler içre
Kırık mı, kayıp mı, hani kalemin
Gözlerim yolunu bekler dururken
Cevap versin bana gönül âlemin
Köprüler mi yıkık, yollar mı bozuk

Deniz sarasını saçıyor hâlâ
Yakamozlar yanıp yanıp sönüyor
Yangın yeri olmuş, Kerem yüreğim
Esrik esrik pervânece dönüyor
El – ayak çekip de gitmenden beri
Deniz fenerleri boşa yanıyor
Yalnız bıraktığın sâhilde gönlüm
Yalnız seni, yalnız seni anıyor
Deniz sarasını saçıyor hâlâ

İlkbahârdı mevsim, gidişin yâda
Güller vuruyordu nâzenin dala
İşte yine gül mevsimi geliyor
Senden hiçbir haber gelmiyor hâlâ
Eğer gelmiyorum diyorsan nazla
Hazırlandım çıkıyorum ben yola
Hüzünler büyütme, artık ne olur
Vicdâna gel; yeter, acı bu kula
İlkbahârdı mevsim, gidişin yâda

Bir deli çay olur, aşarım bendim
Çalkanı çalkanı denize inat
Köprüler devirir, sular yararım
Şahit olur, görür bunu kâinat
Med-cezirler tuzak kursa önüme
Yükselir göklere vururum kanat
Sana ulaşmaya eylerim yemin
Dolu dizgin koşar, bindiğim o at
Bir deli çay olur, aşarım bendim.

-II-

Sen gittin, ruhumu bastı hafakan
Sıkıştı yüreğim olmadı duyan
Tarifi imkânsız vedâ vaktinde
Sevdamı esrara sen oldun koyan
Neler neler çektim gidişin ile
Çektiklerim sana olmadı ayan
An gelir dönüp de gelirsin diye
Oldum mahkûmlarca günleri sayan
Sen gittin, ruhumu bastı hafakan

Sen gittin, tükendi tüm aydınlığım
Kapkara bulutlar kapladı göğü
Yağmurlar süzüldü, gökler delindi
Harâbeye döndü gönlümün bağı
Gönül bahçemde ki açan son gülün
Döküldü yaprağı, eridi yağı
Ne güneş göründü, ne de ay battı
Benimle dertlendi hep Beşikdağı
Sen gittin, tükendi tüm aydınlığım

Sen gittin, düşlerim karıştı tümden
Uyandırdın geceleri derinden
Uykusuz geceler yoldaşım oldu
Geceler dirildi kalktı yerinden
Gece yazılarım, sevda notlarım
Öksüzleşti ayrılalı yâr senden
Cinnete tutuldum, çığlığım arttı
Martı çığlıkları geldi serinden
Sen gittin, düşlerim karıştı tümden

Sen gittin, zamanla değişti her şey
Gökler ağlamayı bana bıraktı
Ve şiirler doğdu anadan üryan
Mısralarım sonsuz zamana aktı
Günaha mı düştüm Yaradan bilir
Gözlerim ardından yollara baktı
Tövbe soluklarım artsa da gün gün
Yine de hicrânın ruhumu yaktı
Sen gittin, zamanla değişti her şey

Sen gittin, ışıksız kaldı dört yanım
Gelsen aydınlanır eriyen cânım
Gidişin cehennem, ölümdü bana
Bir haber ulaştır, canlansın kanım
Beyhûde bekletme sabrım tüketme
Düşlerde yitmesin gül-beyaz ânım
Hislerim seslerle nefeslense de
Bu işin sonu yok anladım canım
Sen gittin, ışıksız kaldı dört yanım

Celalettin Kurt
Kayıt Tarihi : 9.7.2008 02:44:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Celalettin Kurt