Benim başımı koyacak dizlere ihtiyacım vardı,
Soğuk ve donuk taşlara değil.
Ben kollarımı aça aça gelmiştim sana,
Kır da elime ver diye değil.
Uçup yüreğine konmaktı amacım,
Sen sapanla vurdun beni yüreğimden.
Şimdi kan revan içinde sevdam,
Düştüğü yerden kalkamıyor.
Bir çocuğun düşü gibi masumdu oysa,
Ama sen,
En acı yerinden yaraladın beni.
Bir çığlık gibi sustum içimde,
Bir mezar gibi soğudu içim.
Ben aşkı yastık yapıp uyumak isterken,
Sen bana uykusuz geceler bıraktın.
Gözlerimden değil,
Artık kalbimden ağlıyorum.
Dilim sussa da kalbim âh ediyor.
Bu nasıl bir acı,
Nasıl bir yokluk?
Acının kerpetenleri bedenimi arşınlıyor,
Etimden et,
Canımdan can kopuyor.
Ah, bu usturupsuz dilim kopsaydı da
Sana “Seni seviyorum,” demeseydim…
Şimdi pişmanlığın arka sokaklarındayım.
Ne geri dönecek mecalim var,
Ne de “Gitme!” diyecek yüreğim.
Anlatamıyorum…
Gidenler dönmüyor.
Bir kez bak yüzüme.
Bir kez de “Seviyorum,” diye…
Belki de bu son bakışım,
Bu son gelişim.
Düşünsene, bir sabah uyanıyorsun; ben yokum.
Kokum yok,
Tenim yok,
Ben yokum… Yok!
Hadi, kirpik uçlarından aşkı yudumladığım
Adam (Kadın),
Bir kere “Seviyorum,” de…
Yalan da olsa,
Bir kere…
14.05.2025 11:22
Kayıt Tarihi : 14.5.2025 11:24:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!