Son fısıltı...
Titrek bir el sallayış değil bu.
Her veda bir ölüm, her ölüm bir başlangıç,
Benim veda’m mezar taşında yazılı.
O ilk ayrılık ki,
Ruhum bedenimden usulca süzülür,
Geride kalan bir boşluk, bir çığlık.
El sallamak ne ki, bu sessizliğin yanında.
Gülüşlerim de seninle gömüldü,
Ve en sevdiğim şarkılar da,
Artık sadece bir anıdan ibaret,
Tozlu bir albümün sararmış sayfasında.
Sessizliğin uğultusu, en gürültülü çığlıktan beter,
Bedenim toprağa karışırken, ruhum göklere yükselir.
O son nefesle gelen hüzün,
Ne el sallamakla biter, ne de "hoşça kal" demekle.
Benim veda'm, gözlerini bir daha görememektir.
Sanma ki bu ayrılık, bir anlık vedadır,
O ilk ayrılığın yankısı, sonsuz bir çığlıktır.
Siz sanırsınız ki ayrılık, kapının önünde duran bir vedadır,
Oysa mezar taşı, bitmeyen bir ayrılığın anıtıdır.
Onun yanında, tüm vedalar birer yalandır,
Ve her "el sallama", bir aldatmacadan ibaret.
Eğer bir gün kalbim durursa, onu ona verin,
Bir kez baksın, anlasın ondan başkasına atmadığını.
O zaman anlar belki,
O yarım kalmış son bakışı,
El sallamayı veda sanan yüreğini,
Ve mezar sonrası ayrılığın,
Nasıl bir sonsuzluk olduğunu.
Varsın yalan söylesin bu dünya,
Varsın sansınlar kalbimin boş olduğunu.
Ben ölmedim, sen var oldukça,
Kalbim durmadı, aşkın var oldukça,
Mezarlar, sadece bedenleri ayırır,
Ama benim ruhum, hep seninle kalır.
Kayıt Tarihi : 9.9.2025 13:34:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!