tatsız zamanlarındayız dünyanın,
yani öyle diyorlar bu zaman hakkında
ben bilemem 22 seneliktir benim ömrüm
kıyas edilir elbet ama pek anlamam böyle şeylerden
22 senedir ben, aynı ben
aynı güz, aynı bahar
gündüzün ardına gece
ve sabahları uyanmak zorundayım
zorundayım tabi ömrüm yettiği sürece
masanın üstündeki vazo gibi
vazifem yaşamak
önemim pek yok buna bağlı olarak
ölsem dünya yine döner tahmin edeceğin üzre
hem de hiç yavaşlamadan!
hele ki toprağın altındaki milyarlardan hiç farkım yoktur
şüphesiz ki sonum aynıdır.
her ne kadar bazen gururuma ağır gelse de
kaderim silinmez mürekkep
bedenim kurşun kalemle yazılmıştır
lafı açılmışken
kader kalıcı dedik ya,
merak ettiğim şeydir:
gönüldeki yazılar ne ile yazılmış?
onları taşıyabilecek lisan var mıdır?
kalp çürür elbet,
lakin onun çeperlerini zorlayan sevda
dayanabilir mi toprağa?
beyin çürür elbet,
lakin aklın odalarında gezen ismin
taşınabilir mi toprağa?
dedim ya ben mühim biri değilim,
ama sevda mühimdir.
hatta haddimi aşmadan demek isterim ki
dünyayı biraz da sevda döndürür
o mühimdir sevilen bihaber olsa da
ben ölsem dünya yavaşlamaz dediğim gibi
ama sevda silinse belki duraksar bir anlığına
dedim ya ben mühim biri değilim,
yalnız bir elçiyim.
"Elçiye zeval olmaz" malum
Ebediyet bedenime ağırdır
ama sevdaya değil.
dedim ya ben mühim biri değilim,
bir sevdaya hamalım ve görevim yaşamak
nefes al ve ver hepsi bu
bazıları aklıma geldiğinde
yine nefes alır veririm
ama biraz iç geçirir gibi
keder sevdadandır,
sevda sendendir.
senden olan mühimdir,
mühim olan vazifemdir.
"keder-sevda-sen-mühim"
ama dediğim gibi
benden ve vazifemden
bihaber olsan da
mühim değil.
Kayıt Tarihi : 26.12.2019 01:56:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!