Sabah erkendi.
Uyandığımda cam açıktı ama odaya hiç hava girmemişti.
Küf kokusu gibi bir anı dolanıyordu tavanda.
Bazen insanın içi de hava almaz ya…
Benim içim kaç zamandır havasız bilmiyorum.
Sadece yaşıyor gibiyim.
Bugün hiçbir yere gitmedim.
Ama kafamda dört-beş şehir dolaştım.
Hepsinde bir sokakta yürüdüm,
birinde senin ismini unutmaya çalıştım.
Birinde kendi adımı.
Sokak adlarını unuttuğumda gerçekten yalnız olduğumu anlıyorum.
Çünkü insan yalnızken harita kaybolur.
Yönsüzlük bir duygudan fazlası.
Yönsüzlük, hayatta kalmakla yaşamak arasındaki o ince çizgi.
Radyoda eski bir parça çalıyordu.
“Sen hep benimsin…”
Oysa kimse kimsenin değil.
Ve belki de bu yüzden hâlâ müzik yapıyoruz.
Unutmamak için.
Ya da unuttuğumuzu fark etmemek için.
Kendimi o kadar içeriden görüyorum ki,
bazen biri bana gülümsediğinde
şüpheleniyorum.
Neden ben?
Hayatta kaldım mı gerçekten?
Yoksa sadece hayattan eksildim mi biraz?
Belki de tek ihtiyacım olan şey
birinin bana yavaşça “anlıyorum” demesi.
Ne olduğumu değil,
ne olmadığımı anladığını bilmek.
Bu yeterdi.
Ama kimse kimseyi anlamıyor artık.
Sadece konuşuyoruz.
Ve kelimeler çoğaldıkça anlam eksiliyor.
Vaner, hayatta kaldı mı?
Bilmiyorum.
Ama hâlâ yazıyor.
Ve bazen yazmak, yaşamanın tek kanıtı.
Vaner Kayaçelebi
Kayıt Tarihi : 11.7.2025 10:26:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Belki de tek ihtiyacım olan şey birinin bana yavaşça “anlıyorum” demesi. Ne olduğumu değil, ne olmadığımı anladığını bilmek. Bu yeterdi.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!