yürüyorum
sargın sıcak bir yağmura sırtım dönük
salkım saçak kaybolmuşum saklıyım
ben çeksem bu suyu yeni kahrına göğün kuyudur,
dibinde çöl var kuşkudur, derinde rüyası cılız
yaralı denizin en acısında uyur
yorulmayan şarkılardan çıkıp
nefes nefes katlanmış sessizlik duvarından
ben çeksem yıkılmış sesleri keder diplerinden
yaralı boşluğun gözleri kör eden narasını seyret
gösterse suyun enkazı, gökten yere yıkanır mihnet
yürüyorum
saklanmışım, beni kimin sakladığını bilmeden
yok olmuşum nerdeyim? Adresi var mı yokluğun?
ben çeksem iplik iplik aklımın kuklasını oynatsam,
hazırda yontulmuş yeni pinokyo fikir;
yalan söyleyen hayat, ölüm çekilmez zikir.
sonra ölüm sarhoşu ve toprak kusarak
sözlerime mezarlar kazarak doğsam
ve gömüp sözde şiirlerimi sözde hayatıma
ve zil zurna susarak yalpa yalpa gecede
her yıldıza bir zil takıp oyunlar seçerim;
oynatırım aklımı ağaçlardan çengiler yaparak
rüzgarlar hırsız olur içimdeki müziği çalarak
susar orman vahşice beni kusarak
çıkıp gelirim dünyaya
vur patlasın çal oynasın içimdeki aç ayılar yalınayak,
sonra ölüm sarhoşu ve dünya kusarak
uzun uzun yürürüm çırılçıplak
aşağıda kalır bütün tantana
ben doğmuşum yürürüm, yaralı denizin dibinde
uzun yağmurlarda yürürüm koşarım
dalgalara yaslanıp her şeyi kısaltarak
sen çok yukarda ben aşağılık bir yerde korkaktım
sen çok yaşıyordun ben ölüme sarılmış zincirle tutsak
ben seni bir yerde hep yürüdüm
ben seni bir yerde hep yürüyorum
sen göklerde bir sokaktın rüya dolu
ölüm bende olsa da orda hep doğuyorum
orda beni kimin sakladığını biliyorum
Kayıt Tarihi : 30.9.2022 12:25:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Çığlık Ağaçları kitabından
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!