gökyüzünün
asma katında ağzı tıpalı güneşin
sayısız kasırgaların ardından durulmuş rüzgârlar
zamansa tüm zulümleri silmiş
desem de
palavra
güneş açmakta gecikirse
evrenin kekeme kuşları can sıkıntısından ölür
toprak korku yaşar tüm ağaçlar siyahi kan kusar
yaşam ablak yüzünü devirir bulutların
ve dağların ötesine
çilekeştir artık her şey
kızıl kızıl uçurum kaktüsleri açar avuçlarımızda
kurtlanır aklımızın karanlık eteği ne sevinç kalır ne umut
korku tulumlarını giyinmiş gölgeler sarar dört yanımızı
söylesene sevgili tikleri artan kalbimizse
oldu ki - iki yaban armuduna dönerse
kekremsi ve ekşi
yine de
kalplerimiz birbirine kucak açar mı
mesela aynı hevesle aynı aşkla sarılır mıyız
şiirler döktürür güller açtırır mıyız susak gönüllerimize
nazlı işveli oyunlarla renk katar mıyız
sevdamıza
dünyanın azgın çırpınışlarını
hırçın dalgaların dev boyunu kim bilebilir
yaşam sular altında kalmadan paydos zili çalınmadan
zaman bizi çürümüş ağzıyla yutmadan
aşk bizi yoklukla kahretmeden
gel birbirimizi yok saymaktan
uzak uzak sevmekten
vaz geçelim mi
işte oradasın
bense buradayım hodri meydan
zaman az önümüzde felekse ensemizde
aşkın en kederli en kırılgan yerinden yeniden doğup
yeniden çiçeklenelim mi
ya da
içimde ufak ufak filizlenen binbir şüpheye ve kuşkuya
kulak mı vermeliyim
çünkü beni en çok "seni seviyorum sloganları"korkutur
................
16102024
16:48
Ayşe Uçar
Kayıt Tarihi : 11.10.2025 00:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!