Bir şarkının kayıp notası gibiyim bu günlerde,
Susuyorum,susturuluyorum.
çünkü söylesem bile eksik kalıyor sesim.
Ne tamamlanabiliyorum,
ne de birinin dilinde yankı bulabiliyorum.
Zamanın içinde yarım kalmış bir ezgiyim;
nakaratı unutulmuş bir şarkı gibi dilde ama unutulmuş.
Bir vakitler,
rüzgâr bile benimle mırıldanırdı melodimi.
Şimdi ise her esinti
bir ayrılığın tınısını getiriyor kulağıma.
Yorgun yüreğimde hazan kokusu var,
ve her damla yaş,
bir yaprağın vedası kadar sessiz düşüyor toprağa.
Bir insanda tamamlanma fikri —
evet, baş döndürücü bir yanılsama.
Ama gerçeği biliyorum:
Kimse kimsenin eksiğini tamamlamaz,
sadece eksikliğini hatırlatır.
Dilimin ucunda kanayan bir hakikat bu;
ve ben, sustukça daha çok duyar oldum duvarlarda parçalanan sesimi.
Hayat,
halının tozunu alan bir sopa gibi
vura vura şekillendiriyor beni.
Her darbe bir öğreti,
her yara bir biçim veriyor kalbime.
Nefes almak bile artık bir ayrıcalık,
çünkü her solukta biraz daha eksiliyorum.
Kırık bir çarkın tek sağlam vidasıyım,
ama dönerken hep aynı noktada sıkışıyorum.
Sanki teheli atmış bir kanefçeyim —
yırtık yerlerinden sızıyor geçmişin paslı izi.
Her dikiş, başka bir acının izinde unutuluyor.
Yanımdakine çarptıkça düşüyorum,
Domino taşları gibi…
Her çarpışma bir tekrar,
her tekrar bir kayboluş.
Ve ben soruyorum kendi kendime:
Bu mudur hayat?
Yoksa yönünü bilmeden yürüyen bir ruhun
beden arayışı mı sadece?
Evet… bu bir şizofren yalnızlık.
Kendimle konuşurken bile ikiye bölünüyorum.
Bir yanım seni arıyor,
diğer yanım senden kaçıyor.
Ve biz —
iki kahramanı olan,
ama sonu çoktan yazılmış bir masalız:
Biraz eksik biraz yarınsız.
13.11.2025 14:49
Kayıt Tarihi : 13.11.2025 14:56:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!