Arkadaşımın teknesiyle o kış ortası, 'şööle bi dolaşak,' diye, denize açılıyoruz. Sayımız fazla değil.
Deniz sakin. Martılar, kısa bir süre bize eşlik ettikten sonra uzaklaştılar. Tekneyi saran kırağı çözülmeye başladı. İki alüminyum bira kutusu beş metre aralıkla sağ tarafımızda raksediyor.
Arkadaşlar aralarında çok zevk almakta oldukları, birbirlerinin ağzından sözü almalarından belli, bir sohbete dalmışlar. Konu yerel seçimlerde:
—Kim, nasıl, ne olur?
Artık yurdumuzda da bu mevsim muz, domates, biber her sofrada bulunuyor. Peynirin daniskaları da öyle. İçecekler, Avrupa'daki fiyatlardan çok yüksek olmasına rağmen her çeşiti var ve çoğu da alabiliyor.
Her 'demir at, demir al'larla birlikte şehrimizin önce eksiklerini masaya yatırıyoruz(bu cümle, en gıcık olduğum cümle) , sonra da tek tek o eksikleri tamamlıyoruz. Şehrimiz, şehir görünümüne tarafımızdan çevrildikten sonra, dönüyoruz.
Bir aşk nasıl biterse öyle bitti bu aşk da
Uzun bir hastalık gibi
Aralıksız dinlediğim alaturka bir fasıl gibi
Gökyüzüne bakmayı, dostlara mektup yazmayı
keşke fikirlerimiz cenk eylese kendimiz deyilde selam ve dua ile
Özgürlük özde olur.
Özün özgür değilse beden ne yapsın.
Bir şeylere takılır hayat boyu yürürsün.
Boş ve dan dan.
Saygılarımla.
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta