Gidiyoruz,heybemizde çocuk bir yaşamda çığılıklarımız..
Bırakarak Katil zamanlarda barış dediğimiz itobik yaşı
Bırakarak çocuk umuduyla beslediğimiz çocukluğumuz olan oyucakları
annelerimizin rahmine.
Hiç olmayan anılarımızı yitirerek …..
Gidiyoruz mintarisi yırtılmış bir Kürdistanlı çocuğun memesinde bırakarak savaşı.
Anayım ben anlıyor musun? Üşüyorum mezarda, İkliminize ihtiyacım var, gönlünüzün sıcak yerlerine alın beni. Yüreğinizin ince tüllerine sarın, üşüyorum... Soluğum dumanlı soğuk bir kış mevsimi. Duyuyor musunuz? ... Bu kuş uçmaz kervan geçmez diyarlarda kimsesiz bıraktınız beni… Dilsiz ve sükut… Sancı dolu, acı dolu, keder dolu bir kısık feryat'ım şimdi...
Anayım ben ey oğulcuklarım, kızlarım, kızanlarım, çocuklarım, ben Perihan Ana bu yerlerin öz Anası, bu yerlerin öz gelini, bahtsız, kimsesiz, tesellisiz kalmışım şimdi... Nerdesiniz?
Hasta yatağımda kıvranırken de yoktunuz, mezarım kazılırken de, mezarımın üzerini otlar kaplarken de yoksunuz....
Barış bir haykırıştır savaşın kucağında çırpınan
Kürdistanlı bir annenin gözünde akan göz yaşıdır
Vahşette paramparça olmuş bir bebeğin halen atan kalp atışıdır barış
Acının en güzel halidir
Yürekte en güzel ünlemdir barış
Annenin çocuğu için haykırdığı ağıttır barış
Gülüşün,
Serin coşkun bir ırmak
Çorak toprağımın hasreti
Gülüşün,
Yağmur sonrası ılıklık
gökkuşağı
Kamelyalı özgürlüğüm
Irmaklar deli
coşkun akar
yürekler kopar
sonsuzluk aşkını arar
Aşk dediğin
zavallı bir kapıyı duvara çarpıp çıkıncaya kadarsa,
ölüm dediğin, tetiği çekinceye kadardır.
ama ne aşk kapıyı çarpıncaya kadardır
ne de ölüm tetiği çekinceye kadar...
Aşk, algılamaktır
Ez bejim azadiyamın jı mın dur ketiye
Ez ne bejim ev mıriye ev eşka dılane
Ez bıçım teji bığura bıbım
De bıbım hewler de bıbım kurdistan
Dı kehramana dılani dı azadiya gulani
Dı hemu bajari dı hemu parastina geli
Evvel zaman içinde kaldı güneşin üzerine doğmadığı bir medeniyetin çocukları oluşumuz.
Çünkü
Yitirdik mahşerimizi.
Yitirdik şehri onarıyor olmanın kendi hakikatimizi inşa etmek olduğunu.
Suyun koca bir evren olduğunu,
Ekmeğin Yusuf olduğunu
Senden evvel yaşanılmışlıklar vardı
Yada öyle sandıklarım
Maviydi anlamların en güzeli
Yok olmanın en kötüsü ölümdü senden evvel
Senden evveldi yaşamanın nefes almak demek olduğu
Yürümek,beklemek,bir çiçeği koklamak demek olduğu..
SİYASAL DÜŞÜNCELER TARİHİ
ESKİ YUNAN’DA TOPLUM VE SİYASAL DÜŞÜNÜŞ
İlk örnekleri Mezopotamya’da, Mısır’da ve Hindistan’da veren uygar toplum ve siyasal düşünüş, eski çağın Yunan ve Roma toplumlarında büyük bir gelişme göstermiştir. Batı uygarlığının uzak kaynakları ve Batı toplumlarının düşünüşünün esin kaynakları olmaları bakımından Eski Yunan ve Roma toplumlarının toplum ve düşünce tarihinde özel bir yeri vardır.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!