Koca Kızılırmak köpüre köpüre
Akıyordu,
Bir telgraf direği dibinde,
Zamanlar kadar telaşsız ve köpüksüz,
Yürüyordu,
Sivaslı bir karınca.
Karşı kıyıdan parlak,
Kişniyordu,
Atlar doru doru,
Atların şarkısından ayrılmış,
Yürüyordu,
Atların mesafesini anlamaz.
Sesi, adımlarının sesi, memnun ve bahtiyar,
Duyuluyordu,
Kahraman.
Bir açlığın ayaklarınca aziz,
Yürüyordu
Yeryüzünden.
Rahat gidişinden belli,
Biliyordu,
Dağı, suyu, otları, lezzetle.
Başka karıncalardan kopmuş,
Yürüyordu,
Başka karıncalara.
Gayretle, çalışmakla, yorulmazlıkla,
Benziyordu,
Afrika'dakine, Çin'dekine, Paris'tekine,
Kara toprağın alnı üstünde, kara,
Yürüyordu,
Alın yazısından daha hür.
Yoktu fikirlerden, davalardan haberi,
Yürümüyordu,
Rüyası hiç.
Buğday tanesi üzre,
Yürüyordu,
Sivaslı bir karınca.
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
Sivaslı Karınca
Sivas, bir Anadolu şehri…Orta Anadolu, düşman işgali görmemiş bir coğrafya. Yüzlerce, binlerce yıldır insanları geleneksel yaşama biçimleriyle ve kendi yağlarıyla kavrularak yaşarlar. Sivaslı olmak, “Anadolu insanı olmak” olarak düşünülmüş belli ki.
Anadolu insanı, başka şehirlerin, başka ülkelerin hızını, dünyanın değişim yönünü anlama konusunda başarılı mı, yoksa sınıfta mı kaldı belirsiz… O, bir karınca gibi çalışıyor, çalışıyor, çalışıyor… Aslında bütün ülkelerin karıncaları aynıdır. Onlar “işine ve önüne” bakarlar… Uzakları göremezler. Halk için fikirlerin, ideolojilerin pek bir önemi yoktur. Fikirler ve ideolojiler, önümüzdeki elli yılın, yüz yılın planlanması işidir çünkü … Halk ise “günübirlik” yaşama derdindedir ve tam da bundan ötürüdür başına gelenler.
Atatürk, Anadolu insanını günübirlik yaşayan değil, bilinçli özgür ve geleceğini kendi iradesiyle şekillendiren insanlar olarak yetiştirmeye çalıştı. Okullar, yollar, fabrikalar ve kütüphaneler kurdu karıncalar için.
Karıncalar fikre ve kalıcı bir sistem kurmaya değer verselerdi atların mesafesini çalışkanlıklarıyla aşabilirler miydi? Yüzyıl yaşayan kurumları olsa ve bayrak elden ele geçse bir karınca uygarlığı yaratma türküsü dolaşır mı yine dillerde? Sizce?
Sedat DemirkayaKayıt Tarihi : 21.12.2008 02:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (2)