eylülün bulanık bir cay gibi ekime aktığı gündü
yine yaşlı değirmenler yine mazılar çığlık çığlık
yine bir aksamdı Sivas carsısında
yine aksam taşıyorlardı ıslak Sivas carsısına kağnılar
sanki gülerken vurulmuştuk sanki akşamdık
sanki bir savaş ertesiydi durup yaslandığımız
ay altında kerpiç ve kul ve ağıt
Bu yağmur... bu yağmur... bu kıldan ince
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur.
Bu yağmur kanımı boğan bir iplik
Devamını Oku
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur.
Bu yağmur kanımı boğan bir iplik




Sivas'ım ata toprağım özüm sözüm canım benim..Soy ağacımın toplamının yaşadığı güzel yer toprağım ben sende tutuklu kaldım. 9 yaşında küçücük bir kız olarak Ege'ye getirildiğimde ebeveynlerin tarafımdan aslında tutukluydu gönlüm sendeydi ama hala..Ben hiç Ege'li olmadımki Sivasım.. Kavakların gibi uzayıp giden anılarım ve şırıl şırıl sokak çeşmelerinin aahh amber gibi miski ve soğuk berrak sularınınsa damağımda kokusu hala.. Çocukluğum hevesim hayallerim tüm masumiyetim sende kaldı..SİVAS
İnsanlar yandı, acısı tarihte yazılı
ölüm yıldönümlerinde dualarla,mumlarla anılyorlar
Adları belli -soyadları belli- memleketleri belli.
Faili meçhul bir ben kaldım sevgili.
sivas denince acı gelir aklıma,çığlık sesleri çınlar kulaklarımda...sabahlar aydın olsun ama gerçekten aydın.emeğinize sağlık.
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta