Bilmiyorum; ben vaktinde kimi sevdiğimi bilmiyorum; hayal miydi rüya mıydı; öyle biri var mıydı; biz var mıydık; bilmiyorum...
Öyle biri olduysa şimdi nerede nasıl ; neler yapıyor ; malûm bensiz bir hayatı olmayacağını söyleyip duruyordu çünkü ; ve benden asla vazgeçmeyeceğini ...
O bana ; yalnız bir sevgili değildi ki ; insanlar bunu bilmiyordu ; o benim dostumdu ; hatta bir dosttan da daha ötesi; o benim sığınağimdi ; limanımdi ; ama bunun ne önemi var ki ; ben onun için ne bir yâr ne dost ; ne de sığınak olmuşum ; ben onun hiçbirşeyi olamamişim; öyle birine yâr olmuşum ki ; beni unutana kadar sevecek ; kimbilir belki de unutamayacak kadar çok sevmediği içindi hep ; bu bir sevda masalı değildi ki zaten olamazdı; sevda dediğin çok başka; insan severse düşlerini bile ateşe verebilir ; yâr'inin kirpikleri islanmasin yeter ...
Sevda dediğin; misal ; çayı öyle çok sevmek ki ; az sonra vapuru kaçırmak pahasına olsa bile son yudumunu içmeden o masadan kalkmamak ; kalkmamak değil kalkamamak ; âşık bilir ki ; hakiki lezzeti son yudumundadir o çayın ilk ve son yudumu...
Yâr dediğinin merhameti yoksa sana ; yüzüne bile bakmadan kalkar gider o masadan; ikna edemezsin son defa oturup o çayı içmeye...
Gönül koymuştur bu yola birkere ; topuğu telaşla; gitmek için kalbinin ritimleri hızlanır değişir kalmak için sorunlarınızı oturup; çözmek için değil....
Dünya çekilir gider gözünün önünden; seni dünyalara değişmeyeceğini zannederken...
İki sevdalı kalbin en gizli yarasını,
Bir bakış ki kudreti hiç bir lisan da yoktur,
Bir bakış ki bazen şifa, bazen zehirli oktur.
Bir bakış, bir aşığa neler anlatır,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta