An olur akın yürekli şairle tanışırsın. Akarsın an olur. Akın, akın.. Yürekten hissettiğinde, o kadar yakın , gülüşlerine o kadar yakın olur. Yakınlık , yaklaşımındaki an olur. Akın, akın yürektir sana yansıyan, yücelirsin zaman yansıman olur..
Tuba GürdereKayıt Tarihi : 2.3.2011 19:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Nice şairler tanımadan, nice şairlerin şiirinde kendimizi tanıdık. Şair ruhunda yazılmış dizelerden özgürlük, aşk, sonsuzluk umut ve bir şiir gibi hissedip yaşayıp hayata aktık. Nice şairler tanıdık. Nice şairler tanıdık ki şiirlerinden önce, kendini tanıdık. Bir resim bakıştan bin resim harflere ulaştık. Aydınlanmak, belki kibrit çöpü ışığında ama aydınlanmayı yaşadık. Aydınlanmak yanan bir ışık kadar değerliydi değerimiz. Kibrit çöpü bedenimiz aydınlanan, yanan yine çöptü yüreğimiz. Aydınlanmak vardı ki büyük şairin, yanan ışığından sonsuz külümüz oldu bedenimiz. Sonsuz yanan ışıktan yine sonsuz ışık saçandı içimizdeki düşüncelerimiz.. Nice şairler tanıdık. O ilk tanıdığımızda , ruhun özgürlüğünü yaşadık. Belki de buydu şiir ki aşktan öte içine alan sınırsız özgürlükten özgür ruhlu şairi tanıdık. Özgürleştik... Okyanusların üstünde üstelik. Öyle sonsuz ,öyle hür ve şairin elinde bir gül , yüzünde gül , gülü - verdi gülümsedim, gülümsedik.... Bir şairin bakışında ; bir gülüş ile , bin aydınlandık. Ve dedik ki : ' öyle büyük şairlerle tanışmak , bin gülüşün dışında sonsuz bir yürekliliktir yaşamak.... Nice şairler tanıdık. Büyük şairleri tanımak tanımanın ötesinde - tanım -olmaktır. Tanım- (ak) maktır - Şiirsel tanımladık, tanıdık, tamamlamaya çalıştık, bi noktada tamamlandık.. Tanıdıkça anladık , anladık ki bir şiirdi hayat. Yaşamak önce kendi harflerimizden oluşup ,derinsel niteliklerinde ayrı bir renkti yansıyan bakışımızın ilk cümlesi ve sözlerimizin her cümlesi. Hissettiğimiz , hissettirdiğimiz vurgularımızdı kendi içimizden dışa yansıyan. Kendi içimizi tanıdık. Büyük şairleri tanıdıkça -tanı- olmaya tamamlandık. En büyük duyguları , oradan yansıttık ki en büyük aşktı özgürlüğe önce kendini tanımak. En büyük şairlerin özgürlüğünde kendini tanımak , en büyük özgürlüktü. Yüreğin özünü tanımlamak ve o coşkuyla şiirsel akışta yalın ve net hayatı anlamak , okumak, okunmak ve o tutkuyla en büyük şair ruhuyla sevmekti yazmak, yaşamak ve yaşanmak.. Nice şairler tanıdık. En büyük şairlerin dizelerinde hissettik en büyük gerçeği en büyük sevgiyi, sonsuzluğun, özgürlüğün, ben olmanın, sen olmanın, biz olabilmenin destanını okuduk. En büyük şairler, hayatın içinde büyük şiirlerdir. Yaşamanın sonsuzluğunu anlatan yüreklerinin derinliğindendir. Sonsuz zamana içimize yansıyan sınırsız harfleridir.. Bakışımızdaydı hayat, her bakışın şiiride farklıydı. Herbirimiz hayata yazılmış kendi iç dizelerinde şiirdik. Kendi iç sayfalarında kendini içtenlikle yansıtabilmek tek bir mısrada olsa aklın ve yüreğin kendi şiirsel bakışının derin oluşumudur gördüğün. Yüreği bir olanlar hep bir noktada buluşur bu sonsuz şiir akışında.. Hisseden yürekler ise zaten onların dizelerinde hayatı okuyorlar. Sonsuzluğu ve özgürlüğü yaşıyorlar. Tanıyorlar, tanım oluyorlar ,tanımlıyorlar. Kendi hayatlarında, okundukça tamamlanıyorlar Herbirimizin hayatı önceden yazılmış dörtlük gibidir. An olur akın yürekli şairle tanışırsın. Akarsın an olur. Akın, akın.. Yürekten hissettiğinde, o kadar yakın , gülüşlerine o kadar yakın olur. Yakınlık , yaklaşımındaki an olur. Akın, akın yürektir sana yansıyan, yücelirsin zaman yansıman olur.. An olur nice şair tanırsın ki öyle tanımsız. Sadece harflerinden tanırsın. Harfleri yansıtır herşeyi. Oysa senin tek sonsuz hayatın dahi tanıyamaz o büyük şairi. Tanımak , tanımlamakta öyle bir resim değildi ki kalan tablodan yansıyan. Gördüğün bakış açısında ama ne yönden bakarsan bak değişmeyecek görüntüdedir yansıyan. An olur tanırsan bir dizede büyük şairi o harf eserinden hiç çıkartma kendini. Oluşmanın eserinde, tanımsız fakat herşeyi tanıyan yüreğin dizelerden oluşup içinde yansıyandır.. An olur görürsün o büyük şairi dizelerin öncesinden kendini, kendini tanımadan belki o büyük şairi tanırsın. Tek bir dizesi herşeyi anlatır. Anlarsın bi an susarsın anlamsızlık varolduğunda varoluşun anlamını şairin dizelerinden solursun. Nefes gibi an olur o an şair ve sen buluşursun yoklukta. O yoklukta varolursun.. Anlarsın anlamsızlığı yitirdiğinde, kendi dizelerinin sesiyle gülümsersin , şair yüreğinden gülümseyiş anlamak olur zaman.. O an , an olur ki ; hiç beklemediğin an senin zamanındır. Kalbini , herşeyin tamamını en büyük şair, yansımana yüreğinin resmiyle gerçekleri yansıtır. Yüreğinin dizeleriyle görürsün. Okursun sözsüz, dilsiz harflerin zamanı olur. Harflerini sonsuz, zamansız, mekansız oluşturup yüreğinle buluşursun. Yüreğinde ki gerçekliğe en tutulmaz , anlaşılmaz bi derinlikten ulaşırsın ki eserin, sözlerin ve yüreğin ışığında en büyük şairin resminden , kendi çizdiklerine ulaşırsın.. O an an olur ki aynıdır düşünce. Büyük düşüncenin ruhundan kendi şiirini okursun. Anlarsın ki şiir gerçek yürek buluşması , şiir aynasıdır yüreğin...Anlarsın ki o an, tüm büyük şairlerin yüreği birdir. Ve yansıttıkları büyük yürek işidir. Şiiri anlamak için, şair olmanıza gerek yok, tek bir dizeyi yürekten okuyun yeterlidir.. Okuduğunuz dizenin gerçekliği, kendi şiirinizin bakış açısına yansıyacaktır. Ve yine kendi yürek sesinizdir... Sonsuz zaman ve buluşmayla anlayan yüreğinizin iç sesidir.. Şiirin ; dini , dili , ırkı yoktur. Şiir tek dildir. Tüm hissedilerek aktarılan sözler tek şeklin, 'sevgi'nin , yüreğin sesidir... Bu sesleri duymak , yine kendi iç sesimizdir. Ve derinsel baktığında şiir ruhunu başka saracaktır. Önce bakış açısını şiirselleştirmek ve derinleştirmek , hayatımızın içinde bize sunulmuş sevgiye , umuda, mutluluğa ayrılmış bir çok dizelere ulaşmamıza etken olacaktır. Aşkı veya acıyı seçmekte kendi dizelerinin sesi olsada yüreğinde ki gerçeklik , daima gerçeği yaşıyacaktır. Ve gerçekliği yaşadıkça içinde ki dizelerin sesini duyacaksın , duydukça şiirsel bakacaksın. İçinde ki gerçeklik dışarıya yansıyacaktır. Yansıdıkça, aşacaksın an gibi gerçek olmayan ne varsa geçmişte sana akan bakış olacaktır. Tüm zamanların üstünden , anında üstünde bi yerde içinde ki gerçekliğe ulaşacaksın. İşte budur evrensel boyut önce kendini aşacaksın , okuyacaksın sonra yansımanı yaşayacaksın.. Yansımanı en gerçek yaşadığında ve yaşattığında en değerli harfsin.. Söz; güzel söz söylemeyi bilenin ve anlıyanındır. Yaşamak sözcüklerle oluşmaktır. Oluştuğunda, yaşamanın dışında ayrıca yaşanmaktır. Kendi oluşmamızda yansıyan, okunmayı bekleyen, okunan, yazılan içimizde ki cümleleriz ki yaşadıkça sözlere yürekten ulaşırız. Sözlerimiz; gözlerimizdi bakış yönümüzü aşan. Görüşümüz ise sözlerimizdi gözlerimizle kendi akışında yaşayan. Yaşatan, yansıyan, duyan, algılayan, söyleyen , yazan , yazılan en güzel cümlelerdik hayatımızda. Fakat bazen en gerçek cümlemizi söylemeye çekindik öyle ya sessiz olurdu cümleler. Cümleler oluşturulur ve okunurdu. Herşeyden önce okurduk sessiz kendimizi.. Yazılmış gerçekliğimizi yansıtmak , okunmak ve yaşamak istedik. Biz , bizle bir olduk hepimiz. Birbirimizin cümleleriyle bütünlendik. Bazen bir değerimizi okudu bi göz , diğeri geldi ister istemez nokta koydu. Bazen görüş mesafesinin en üstünde okunduk. Bazen en bilinmez hayallerde ki o muhteşem kütüphanede asırlarca yıllandık. Bazen roman gibi aşka aktık. Bazen en büyümeyen çocuk olduk harikalar diyarında harflerimizde yalnız kaldık. Islandık. Gerçekliği yaşadık. Islandıkça, büyüklüğü yaşadık. Kendi oluşumumuz , kendi değerimizdeydi. Bir yağmur tanesi gibi bizi duyanlardaydı derinliğimiz.. Aktık en uç noktadan , en uç derinlikte çoğaldık. En bilinmez çiçeğin yalnızlığına ortak oldu sözlerimiz.Cümlemizin gözyaşlarıyla büyüttük içimizde filizlendi çiçek. Bizi bekleyen bir nehire aktık sadece akmak için ağladık kelimesiz. Belki de okyanusların suyu ile yıkandı sözlerimiz. Derinliğimiz sessizliğimiz ve coşkumuz oldu bir tek sözümüz. Belki de istiridye kalbinde inci olabilmeye sustu cümlelerimiz... Yüreğimizin , dizelerinin resmiyle seslendik. Yansıyan, yansıtan , anlaşılan tek dildik. Ruhumuzun yapraklarına dokunduk. Gözyaşlarımızla yaprağı yaşattık. Yaşattıkça ; mevsimsiz bir yaprak gibi sonsuzlaştık. Kendimizi daima canlı ve diri bıraktık.. Bizi kendimize bıraktık ki kendimiz içimizde ki dizelerde oluşmuş bütün bir ağacın yaprağıydık. Hiç dökülmeksizin , gerçek dizelerde oluşmuş yaşamaktı hayatın özü. Kendi özümüz ise; göz ve sözdür. Bakışımızın sözcüklerindeydi , içimizden süzülen ve dökülen... (...) Tuba

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!