Genç adam, hayatı şiirlerde yaşayan, sevgiyi dizelerde bulmaya çalışan biriydi.
Mutluluğu kendi kurduğu küçücük dünyasında arıyordu.
Çünkü ne zaman gerçek dünyaya adım atsa,
Canı yanmış, defalarca kez yara almıştı.
Yıllarını o yaraları sarmaya harcamış, artık yorgun düşmüştü.
Ve sonunda kendi göğünde kendi yıldızlarını yakarak,
küçük ama güvenli bir dünya kurmuştu kendine.
Hep kaçmıştı.
Kendini bir hayal dünyasına kapatmıştı.
Gerçeklerle başa çıkamıyordu artık.
Savaşmak istemiyordu.
Ama bir gün,
Hayat kendisi gibi bir kadınla karşılaştırdı.
Genç kadının sesi buğulu, yüreği bulutluydu.
O kadar çok benziyordu ki kendisine…
Sanki içindeki fırtınaları da birlikte yaşamışlardı.
İçinde bir şeyler o kadına doğru savrulmaya başladı.
Ama korktu.
— “Yapamam,” dedi.
Ve uzaklaştı.
Fakat kader oyununu oynuyordu.
Genç kadın, ne yaparsa yapsın karşısına çıkıyordu.
Duyguları, her geçen gün daha da yoğunlaştı.
Sonunda kararını verdi.
Açılacaktı.
Tüm cesaretini topladı.
Gece boyunca onu düşündü.
Saçları bahar gibi kokuyordu.
Teni kar beyazıydı.
Dili… baldan tatlıydı.
O düşüncelerle uyuyakaldı.
Ama sabaha karşı
Sanki biri onu yataktan fırlatmış gibi
Kan ter içinde uyandı.
Mutfağa gidip bir bardak su içti.
Yüzünü yıkadı, aynaya baktı.
Korkardı aslında geceleri aynaya bakmaktan.
Tam o sırada…
Aynada bir siluet belirdi.
Ve derin bir sesle fısıldadı:
— “Hadi... doğru zaman.”
Sonra kayboldu.
Genç adam korkuyla gözlerini ovuşturdu.
Bildigi tüm duaları mırıldandı.
Ama içinde bir şey değişmişti artık.
O gece, bir kararın sabahına dönüşmüştü.
Sabah olduğunda,
Kalktı.
Özenle giyindi.
Saçını tarayıp jöleledi.
En sevdiği parfümü sıktı.
Ve yola çıktı.
Yol sanki bitmek bilmiyordu.
Ama okula vardığında,
Genç kız kapının önünde bekliyordu.
Göz göze geldiler.
— Günaydın, dedi genç adam.
— Günaydın, dedi genç kız.
Derin bir nefes aldı.
Kalbi, göğsünü delip çıkacak gibiydi.
— Sana bir şey itiraf etmek istiyorum, dedi genç adam;
— Ben... bir hırsızım.
Genç kızın gözleri büyüdü, yüzünde şaşkın bir ifade belirdi.
Genç adam devam etti:
— Bu gece herkesin uykularına girip, tek tek mutlulukları toplayacağım.
— Sonra gelip… senin kalbine bırakacağım hepsini.
Genç kız, ne demek istediğini tam olarak anlayamasa da
bu heyecan, hoşuna gitmişti.
Sadece gülümsedi.
Kapı açıldı, içeri girdiler.
Genç kız, belki de güzel bir aşka adım attığını hissetti.
Ama genç adam, o beklediği sözü duyamamıştı.
İçinde bir burukluk vardı.
— İnsan... iki kelime eder, diye söylendi kendi kendine.
Arkasını dönüp uzaklaşmak üzereydi ki…
Genç kız birden koştu,
Ve onu kollarıyla sardı.
O an, zaman durdu.
Bir şeyler çözülmeye başladı içlerinde.
İki kalbin atışı birbirine karıştı.
O gün,
İkisinin de yüreğinde
Uzun sonu dualarla, iyiliklerle bitmesi istenen
Yepyeni bir hikâye başladı.
Ama bu kez,
Genç adam ne düşmekten,
Ne yanmaktan,
Ne de unutulmaktan korkuyordu.
Çünkü artık biliyordu:
Adres doğruysa, çekilen acılar görünmez olurmuş
Öylede oldu genç adam bütün acılarını umutsuzluklarını genç kadının ayaklarının altına gömdü ve genç kızın gözlerine bakarak haykırdı sen benim en güzel şiirimsin..!
25.07.2025 11:26
Kayıt Tarihi : 25.7.2025 11:29:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!