Sigaramdan derin bir nefes çekip önüme koyuyorum seni,
Tıpkı küllüğe bıraktığım sigara gibi…
O küllükte bitiyor,
Sen ise yüreğimde.
Sigaramı ben, beni sen yak istedim.
Şimdi sigaram kendiliğinden yanıyor;
Unutmayı öğretmemiş hayat bana.
Ciğerlerimde bir “sen” boşluğu,
Yokluğunu dumanla doldurmaya çalışan bir ben…
Şimdilerde kaygılıyım.
Arada yokluyorum kalbimi,
Hâlâ nefes alıp veriyor musun diye…
Evet, itiraf ediyorum; seni unutacağım diye ödüm kopuyor.
Belki de en çok bu yüzden,
Sigaramı yakıp seni soluyorum.
Doktorlar “sigarayı bırak” diyorlar;
Bilmiyorlar ki her bir nefeste seni öpüp seni kokluyorum.
Geçen gece yokluğunu sordu
Çay kaşığım bana.
Dedim ki: “Gece gece seni demleyip,
Gelişine, sevişine, gidişine sövdüren…”
Sustu; kelimesiz kaldı.
Evet sevgili, küfretmeyi bilmeyen ben
Yine küfür ediyorum
Hayatın olmayan omurgasına.
Ah… ah…
Ciğerlerim onu istiyor,
Yüreğim seni.
Anladım, Azrail’i sensin yüreğimin.
Keşke beyin ölümü gerçekleşse içimdeki senlerin, desem de
Dilim “sus” diyor, “sus, sen ona kıyamazsın, tövbe et…”
Tövbe be sevdam…
İnsan bir ömür bir yarayla yaşar mı?
Ben yaşadım, yaşıyorum.
Yaram senden olsun yar,
Razıyım, razı.
Sigaram ve sen yetersin bana.
29.09.2025 07:07
Kayıt Tarihi : 29.9.2025 07:12:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!