Doğanın sana buyruğudur, yüzündeki bu ıssız yokluk
Kimsesizliğin can çekişir durur
Onca kalabalığın içinde!
Biz seninle hep aynı havayı soluduk
Aynı topraklara bastık
Aynı şeyi düşündük,aynı şeyi hissettik
Ve biz öyle bir sevdik ki;
Ne dünya yetti sığdırmaya,ne insanoğlu...
Sorarsan beni bir uzak hayaldeyim şimdi!
Sensizliğin yıldönümündeyim sevgili...
Ben öyle bir yerdeyim ki!
Tüm kapılar kapanmış yüzüme
Bu karmaşa dolu oda,bu titrek ses
Bırak ellerimi
Geçme artık sokağımdan
Tüm sokaklar sana çıkmasın
Saatler seni geçmesin artık
Uyuyamıyorum geceleri
Bir kederdir sorma gitsin
Yurdumun üstünde uçan kuşlar
Duyun bu sesleri
Bu kadar ağırsa bu sevi şiiri;
Gitsin o,görmeyeyim
Kapalı bir kutuda saklansın,
Ben ne zaman istersem o zaman çıksın
Bir dünyam vardı benim; çok önceden
İçinde sen olduğun,yanlız senin kokunu duyduğum
Bulutların ötesinde bir yerlerde
Bul,bulabilirsen...
Sende benim bir acım var,
Şairlik te yetmiyor anlatmaya.
Bir bilsen!
Saklı duruyor içimde hâla,
tâ şuramda!
Seninle ya da sensiz ne fark eder ki be gülüm! Ben bir asır bu yolu yalnız yürüdüm...
Hani Eylül başında gelecektin?
Bu gelmediğin kaçıncı Eylül?
Yine güneş ışıkları penceremden içeri vurmaya başladı
Papatya kokularını duyuyorum
Ağaçlar yeşillerini açmış,bayram çocukları gibi süslenmiş
Yine,bahar geliyor
Biraz geç kaldık, sevmelere
Biraz da umudumuz kalmadı aşka dair.
Çarpa çarpa kayalara sen ve ben
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!