Görende hüsnünü, gül camalını,
Aklımı başımdan aldı bu güzel.
Deyişdi ehvalım, deyişdi halım,
Beni haldan-hala saldı bu güzel.
Duruşu-bakışı canımı üzdü,
O tay, bu taya hasretdir,
Xan Arazım axma, dayan!
Bu ne hicran, ne möhnetdir,
Körpüleri yıxma, dayan!
Xan Arazım axma, dayan!
Bir hasrat var üzür beni,
İstanbulu görmek üçün.
Torpağını kucaqlayıb,
Yüreyimi vermek üçün.
Baharında qonaq olum,
ŞAİRLeR CeRGeSİ POZULUR İNDİ
“ Şairler cergesi sef- sef düzülsün.”
Samed Vurğun
Ustadlar ustadı ey büyük insan,
Aşık Duman çık dağların başına,
Karsdan bakıb Borçalını görürsün.
Kol kaldırıb, el sallayıb yurduma,
Ehvalını sorup selam verirsin.
Bülbül uçup koy danışsın gül ile,
Ay benim musiki çalan qardeşım,
Ruhumu oyadıb dindireni çal.
Oynaya bilmirim yad havasına,
İçimi kaynadıb yandıranı çal.
Ruhumu oyadıb dindireni çal.
Köye gitdim ilk qarşıma çıxanlar,
Yollardakı kaya oldu, daş oldu.
Gözlerimdün yanağıma tökülen,
Damla-damla, gile-gile yaş oldu.
Melul-melul sokakları dolandım,
Başın sağ olsun Türkiye,
On üç asker şehit oldu.
Her birisi şerefiyle,
Hüneriyle bir ad aldı.
Bakıb ölümün gözüne,
Orda bir köy koydum adı Şindiler,
Hayalım yurduma aparır beni.
Ele bil üstüme duman tökdüler,
Elimden, obamdan qoparır beni.
Şindiler gözümün önünde durur,
ÖZ DİLİNE SAHİB ÇIX
Eziz kardeş öz diline sahib çıx,
Yoxsa başqa dile köle olarsan.
Dartarlar o yana, bu yana seni,
Yadın koltuğunda şele olarsan.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!