Yan yana uyumak vardı şimdi
Yan yana uzanmak
Yana yana geceleyip
Gökyüzüne bakmak
Ben yıldızlara senin ismini versem
Sen aya beni ezberletsen
Kokunun kaldığı odada bir başınayım
Üşüyor gözyaşlarım
Sensizliğin girdabında
Eskiden kağıttan bir gemi
Ve Renkli bilmelerimiz vardı
Sen düğündesin
Ben ise cenazende
Sen halay başındasın
Bende kürek başındayım
İkimiz de gömüyoruz sevdamızı
Sen başkasıyla aldatıyorsun kendini
Ulaştığım aşıklara
İkimizin hikayemizi anlattım
İnanır mısın
Aşkı hiç böyle duymamışlardı
Her gün sokağında geçen birine açılamamayı ifade edemiyorlardı
İnsanlarımızın hikayesi iki şehrin hikayesi gibidir
Bir şehrin hikayesi başkasının mutlulukları alınıp, hayalleri çalınıp bunun üzerine kurulmuş hayatlardır
Diğer şehir ise şehrin kenar mahallelerine mahkum edilmiş, ötekileştirilen, hiçbir zaman sevilmeyen, hor ve hakir görülen bir şehir misalidir
İnsanlarımızın hikayesi iki şehrin hikayesi gibidir.
Bir şehir de kan üzerine kurulan kaleler vardır
Bir şehirde yıkılan hayatlar üzerine kurulan beton binalar vardır
Biliyor musun kaç mevsimi sensiz uğurladım
Sen kaç gün bensiz uyandın
Sevdamız ne büyük ağlara takıldı
Ne büyük dağlar önümüze sıralandı
Ben vazgeçmedim
Kadın
Gözyaşının kadını
Ayrılık senin alın yazın mı
Özlemek senin fıtratın mı
Gecelerle dertleşmek dermanın mı
Yollara bakmak en büyük umudun, mutluğun, kurtuluşun mudur
Kapılarını açmayacak mısın ruhuma
Gözlerimi içeri almayacak mısın
Şiirlerim senin kapında üşüyecek mi
Mutluluğumu ve sevincimi kapında mı sürgünleştireceksin
Kulaklarını açmayacak mısın söyleyeceklerime
Mavi düşleri olan bir genç gemilerin güvertelerine bakıyor,
Alışılmış tebessümü ile el sallıyor denizin mürettebatına,
Saçlarının bir telini kayıkçıya uzatıyor
Deniz kadar mavi eşarpı olan bir kadın,
Küçük bir iskambil kağıdında bir not ,
Kayıkçı göz ucuyla gülücük atıyor,
Ne güzel şeydi seni hatırlamak
Sana baka bilmek arkandan
Kaç kere secdeye kapanmak
Kaç yoksulu doyurmak
Kaç kişiye gül almak
Sevindirmek




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!