Silinecek elbet gözlerimdeki yaşlar,
Akıp gidecek toprağa acıtan tüm yaşanmışlıklar.
Yağmurun ardından toprağa dönecek ellerim.
Ellerimden yaşama dönecek tüm benliğim.
Şimdi tutsaklığından sıyrıldı ruhum.
Zamanın kırgın yollarında yürüyorum,
Kelepçeye vurulmuş sevdalar,
Sevdalar tutsak,
Aşklar yalana mahkum.
Seni seviyorum!
olurda başka gözler arayacak olursam bakışlarında,
İnfazım olursun bilirim.
Korkarım,
gizli denizlerime sakladığım yarınım çıkagelir
beklenmedik anda,
korkun bilmeyişindendir,
martıların uçuşunu.
Kanadı kırık yanlızlıkları toplayışın,
ve sarılışın yeni yaşamlara gebe gün ışığına.
Korkun bilmeyişindendir,
gelincik toprağında kanayan yaranın regini.
Hey sen,
şimdi sokak köşesinden bakıp gülümseyen,
henüz ısırılmış çikolata izi dudağında,
üzerinde hırsla, keyifle oynanmış oyunun tozu toprağı,
hey sen,
İnsanlar vardır,
Vakitsiz gelenlere kal demezler,
Suskun kalır gözleri,
İnsanlar vardır,
Zamana meydan okurcasına severler,
Sevginin resminde silik kalanları,
kelebeğin ömrü neden tutsak bilir misin?
sen yaşayasın diye,
nefes alasın diye.
işte bu yüzden,
nefesimi son kez teninde bulmalıyım.
Ne zaman baksam donuk yüzüne,
Yüreğimden bir bayram geçer,
Sorma ne bayramlar,ne seyranlar,gülüşler.
Adını andığımda bedenim başka iklimlerden savrulur,
senli düşlere.
Aşka söyleyin,
Uzak dursun bizim şehrimizden,
Sokaklarımızda dolaşmasın,
Pencere altlarında bekleşmesin,
Hiç uğramasın köşe başındaki çiçekçi kadına,
Kandırmasın bir gece yarısı aninden gözlerime,
zamanlar vardır,
yürek taşıyamaz acısını,
Söz tutulur,
göz kanar,
Kurur bedenin.
Taki yarin gözleri gözlerine dokunana dek.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!