içimdeki harflere annelik etmeden önce sadece bir yabancıydın
kirlenir diye içindeki beyazın
sahiline vuran gözlerimi her sabah sessizce yüreğinden topladım
dönüşsüz bir sürgüne gönderdim habersiz gözlerimden fırlayan bakışlarımı
Tanrı’nın yüzünden emanet alan gülümsemelerini
yalın bir fotoğraf karesi olarak ezberliyordu aklım
deliliğimin ayakuçlarına koştukça büyüyen bir yol çıkıyordu
yol kenarındaki
yağmur mazgallarını
kumbara sanıp
harçlığımı atardım
bu yüzden en çok
denizden alacaklıyım.
Devamını Oku
yağmur mazgallarını
kumbara sanıp
harçlığımı atardım
bu yüzden en çok
denizden alacaklıyım.



