Sevgiliye Sitemname Şiiri - Hasan Özçelik 2

Bu şiir günümüz gençliğine; iyi niyetle ancak zayıf ölçülerle başlatılan izdivaçlarının bir analizini sunmaktadır. Boşanmaların ve aile içi şiddetin arttığı içinde bulunduğumuz dönemi anlatmaktadır. Evlenecek kişide çok sayıda özellik bulunur. Bunlardan fedakarlık, hoşgörü ve huy güzelliği diğer özelliklerden önce gelir. Malına güvenme, bir yangın yeter; güzelliğine güvenme, bir sivilce yeter… Aklı olan geçici değerlere gönül bağlamaz. Yaratılanı yaratandan ötürü sevmek, değeri kadar önem vermek gerekir. Özellikle erkeklerin kadınları Allah’ın emaneti olarak kabul ettiğini, bu şekilde kendisine helal edildiğini bilmesi gerekir. 'Sevda geçer yalan olur, sonra sokar yılan olur' ve ‘Allahtan gayrisi heves’ atasözümüz de bu şiirin bir özeti. Kul kusursuz olmaz, başkalarının kusuruyla uğraşanlar kendi kusurlarını düzeltmeye fırsat bulamazlar. Bir simbiyoz(ortak) yaşam olan aile birliğinin devamı için; kırılan kalpleri kısa sürede tamir etmeli, hatalardan dönmesini, gönül almasını bilmeli. Huzurlu bir aile ortamında yaşamak tüm insanlığın özlediği en büyük nimettir. Hoşgörü ve fedakarlık yerine gençlerimiz sabırsız; ‘ ben haklıyım, güçlüyüm, sana kendimi ezdirmem’ mantığıyla hareket edip karşı tarafa haksızlık etmektedir. Sevgi ve birlikte yaşama arzusu fedakarlık ister. Malesef Avrupa'dan içimize gelen bir zehir; kadın-erkek eşitliği ve kadın hakları da aile yuvalarının dağılmasında önemli bir etken olmuştur. Yuvası yıkılan kadına, huzursuz bir ortama atılmış çocuklara nasıl bir hak verildiğini ve hakkının korunduğunu da ayrıca tartışmak gerekir. Görücü usulüyle, anne-baba rızasıyla evlenenlerin evlilikteki başarısı; ‘ben okudum, yazdım, cahil değilim; kararımı kendim verecek kadar dirayetliyim’ diyenlerden daha fazla olduğu da bir gerçek. Bu gençlerin neyi ne kadar bildikleri ve başardıkları yaptıkları işlerden ve sonucundan belli değil mi? Kurulan yuvada sen, ben yok; artık biz varız. Kadın, anne; erkek baba olmuş, bir yuva kurulmuştur. Bir buz parçası özelliğinde olan enaniyetini hem kadın hem de erkek ortak bir havuzda eritmiş olmalıdır. O zaman sen, ben biter, biz oluruz; bir yuvada mutlu oluruz. Senlik benlik devam ettikçe biz olamayız, biz olmadıkça yuvada huzur olamaz. Anneler şefkat kahramanı olduğu için fedakarlıkta erkelerden daha önde giderler. Bu özelliği ile de cennet annelerin ayağı altında kalır. Dişi kuş yapar yuvayı, içini sıvayı sıvayı ...