Kelimelerin yetmediği, cümlelerin anlamsızlaştığı zamanlar vardır.
İşte o an, kalbim en çok seninle konuşur; çünkü sen, tarif edilemeyensin.
Seni tarif edecek bir söz bulamıyorum…
Ne sözcükler yetiyor, ne cümleler taşıyabiliyor seni.
Bütün kitaplar sustuğunda, kalbim yine seninle konuşmaya devam ediyor.
Bir benzetmeye sığmıyorsun; ne bir şiire, ne bir resme, ne bir ezgiye…
Sana sadece “sevgilim” diyebiliyorum
SEVGİLİMMM….
Öylesine değil…
Ölesiye hasretim sana.
Penceremin önünden martı çığlıkları arasında geçen bir vapurun dumanı gibi hasretim sana. Görsen o dumanı… nasıl da dağılıyor gözlerimin önünde, nasıl da silikleşiyor hayalin gibi. Her şey geçiyor, bir tek sen geçmiyorsun içimden.
Zaman, sen gideli başka bir ritimde akıyor.
Günler var ama içinde sen yoksun.
Saatler dönüyor ama kime çalışıyor bilmiyorum.
Kalkıyorum her sabah ama uyanmıyorum… çünkü sensizliğe uyanmak, yaşamaya değil; eksilmeye başlamak gibi.
Acaba sen de pencerenin kenarına oturup, martılara mı dalıyorsun?
Yoksa içtiğin çayın buğusunda cama ismimi yazıp uzaklara mı dalıyorsun?
Belki de benim gibi bir sigara yakıp, duman gözlerine kaçtı diyorsun…
“Yoo, yoo… ağlamıyorum” diyerek kendini mi kandırıyorsun?
Ben kendimi kandıramıyorum…
Seni unutamadım.
Unutmak değil mesele aslında; unutmak bir tercihmiş gibi konuşmasın kimse.
Sen içime öyle bir yer ettin ki, artık orası ne kalp ne akıl… sadece sen.
Geceleri odamda sen varsın.
Sesin yankılanıyor boşluklarda.
Gülüşün takılıyor zamana.
Ben seni sevmekten hiç vazgeçmedim.
Ama senden geçmek zorunda bırakıldım.
Sitemim var sana… ama düşmanlığım yok.
Sitemim, arkanda bir “bekle” bile bırakmayışına.
Sitemim, yüreğime bu kadar yerleşip sonra “mış” gibi susup gitmene.
Bir cümle, bir kelime yetmez miydi bana?
Ama sen sustun… ben bu sessizlikte boğuldum.
Ben hâlâ buradayım…
Aynı şehirde, aynı gökyüzünün altında.
Adını ezberlemiş rüzgârlarla, seni anlatan yağmurlarla.
Bir gün döneceğini umarak değil belki ama bir gün bu mektubu okuyacağını umarak yazıyorum sana.
Belki o zaman sen de,
“Keşke…”
dersin.
Tıpkı benim her gün dediğim gibi.
Ve sevgilim,
Eğer bir gün yüreğine inen bir sessizlikte bu satırlar fısıldanırsa kulağına, bil ki hâlâ bir kalp yalnızca seni bekliyor.
Sen dönmesen de, ben seni her gün yeniden karşılıyorum içimde.
Her gözyaşında, her çay buğusunda, her sigara dumanında…
“Ben iyiyim,” diyorum herkese.
Ama sen anla…
Ben, sensizliğin ortasında yavaş yavaş eksiliyorum.
Hasretle,
Yaralı bir kalpten
Sadece sana yazılmış…
Kayıt Tarihi : 7.11.2025 08:36:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



