Benim çocukluğum; Çukur bağ ’da
Çarpık sokak aralarında geçti.
Bezden yaptığım topun ardından koştum hep;
Ayağımda plastik pabuç, sırtımda eski bir mintan.
Hiç arabaya binmedim,
Koşarak gittim okula elimde tahta çantam.
Okuma bayramında ilk kırmızı kurdeleyi ben taktım,
O zaman doğrusu bu ya; kendimle çok gururlandım.
Memur çocuğuydum, olmadı pek harçlık cebimde,
En büyük lüksümdü taze simit elimde.
O buz gibi gazoz nerede! .
Akşam eve girmeden yıkardım ayaklarımı
Sokağın başındaki çeşmede.
Benim çocukluğum; Çukur bağ ’da
Çarpık sokak aralarında geçti.
Çok güzel misket oynardım, vururdum göbekten,
Kazandıklarımı fakir çocuklara dağıtırdım yürekten.
Çekirdek satardım kendi yaptığım külahta,
Bir gün ihtilal olmuş,baktım herkes sokakta,
Üniformalı subaylar omuzlarda.
Özendim, çıkardım kısa pantolonumu ayağımdan,
Girdim sınava, ben de katıldım onlarla aynı saflara
Selimiye, Kuleli, Harbiye derken;
Oldum yirmisinde genç bir teğmen.
Benim gençliğim;
Kışla duvarları arasında geçti.
Tozla toprak, oldu pudram.
Parfümüm ise, postal kokusu karışmış terim.
Hep vatan sevgisini ve öğrendim uğrunda ölmeyi.
Başka sevgi tatmadım ki, nerden bileyim sevilmeyi,
Bir gün sana rastladıktan sonra ölesiye sevmeyi….
Kayıt Tarihi : 30.7.2007 15:58:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!