Sevdim Şiiri - Diyap Mansuroğlu

Diyap Mansuroğlu
31

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Sevdim

Seviyorum yaşamayı.
Masaya bıraktığım gözlüğü,
Bastığım tuşları,
Yerinden hareket edemeyen yırtık bir fotoğrafı.
Giydiğim eski yırtık üstümü de,
Pahalı cafcaflı kardeşlerini de,
Eşit seviyorum,
Yaşadığım her şeyi,
Ve yaşamayı.
Aptalları da seviyorum artık,
Bana dokunmayan yılanı da,
Zehri bedenimde canımı yakanı da.
Biliyorum, bir şeyler eksik.
Görüyorum, karanlıkta bile.
Gelişini de seviyorum,
Gidişini de...
Sana açtığım kapıyı da,
Arkandan çarptığım kapıyı da.
Seviyorum bir daha dönüşünü,
Hatanı anlayışını,
Belkide hiç dönmeyişini,
Düşüncesiz halinde asla hatanı anlamayışını.
İhanetleri de seviyorum artık,
Sevişleri de...
Biliyorum artık,
Kainatta yarım kalmıyor hiçbir şey.
Seviyorum,
Hiçbir mercekle hiçbir zaman göremeyeceğim,
Evrenin bir öteki ucundaki her bir zerreciği de.
Tutulmaları seviyorum,
Tutuşmalarımı,
Uğruma yanışları ve benim de kavruluşlarımı.
Anlıyorum artık,
Kainatta herkesin verdiği toplamda aldığı kadar.
Kim alırsa alsın,
Kim verirse versin,
Toplamda olduğumuz kadar hiçe eşit.
Seviyorum,
Bir gün olmayacak oluşumu.
Bu kainattan sessiz sedasız geçişimi.
Bütün notaları da seviyorum mesela,
En inceden en kalına.
Çünkü bir öküzün yanında nezaket öğrenebilecek insanları da,
Naif duruşu ve hassasiyetiyle gönlüme taht kurup,
Canımı istese alabilecek olanı da,
Seviyorum nefes almayı,
Toprağı, ateşi, havayı, suyu...
Acıyı da seviyorum,
Manayı da.
Elimle tutup gözümle göremediğim dahi,
Her şeyi seviyorum.
Günahını sever mi ya insan?!
Gülmeyin, inanın şuan ona bile aşığım.
Belkide bu yüzden kafirim,
Ama galiba ben kaderden şairim.
Seviyorum,
Şiiri de katlanamadığım ölüm sessizliğini de.
Bir insan sevgi manyağı olur mu?
Sokağa çıksam, bana ahmak gözüyle baksalar,
Seviyorum yine de, gözünüzü seveyim, diyecek kadar.
Ne faniymiş hayat bir curcuna meydanında,
Ne güçlü yaratılmışım ben en ortasında.
Varlığıma da şükür olsun yokluğuma da,
Yaşadıklarıma da yaşayamadıklarıma da,
Yaşayacaklarıma da yaşayamayacaklarıma da...
Yadırgamayın,
Oku; ilk emirdi, kabul ettim.
Sevmek; insan olmaktı, idrak ettim.
Her ne haltsa işte, sevdim.
Kabul ettim ben günahlarımı,
Sol meleğim yazabilir, duyamaz olmayan itirazımı.
Rahat yazsın, onu da sevdim.
Bozuk sokak lambasını da,
Mahallede bir yerde artık yabancı olanı da,
Binlerce kilometreye kadar uzakta kalanları da.
Kimse bencil olmasın,
İtiraf edin, hepinizin tercihleri vardı,
Ve sizler de sevdiniz.
Yeri geldi, yalan olduğunu bildiğinizi bile.
Çocuk olmayı da sevdim,
Çocuk kalmayı da...
İçimde çoşkun seller akarken çatık kaşlarımla,
İnsanlara açlığımı da...
Dostlarımı da sevdim.
Onlar gibi olmadığıma kızan,
Gücümü kullanmadığıma laf eden,
Kendimi ezdirip gurur yapmayışıma içerleyen,
Dostlarımı da sevdim.
Ve seviyorum çünkü sevmek ve göstermekten ibaret,
İyilikten yana yapılabilecek en basit eylem.
Mücadelemi sevdim ben,
Fırtına içinde ayakta tuttuğum çiçekleri...
Onlar ki rahat toprakta bitenlerden çok sevilmişlerdi.
Nasıl hayatta kalırlardı zaten öyle olmasa.
İyi ki sevmişim,
Çünkü zamanda yaşanan, zamanda öylece kalır...
Dünü sevdim,
Bugünü de;
Yarını da seveceğim dersem haksızlık olur.
Yarını da sevdim, hem de dünden.
Sevdim acizi de.
Aman edene, özür dileyene, zevalim dokunsun istemedim.
İyi olsun istedim, gurur girdi, kibir girdi insanlık avlusuna.
Merhameti sevdim, anlamayana dahi iyi olmayı, adına saflık dense de.
Tüm bedenimle, yüzlercesini ezebilecekken,
Soyuma sopuma söven,
Kendini dünya sanan bir karıncaya dahi,
Zulümden kaç demeyi nefsime,
Sevdim.
Sevdim, şımarık küçüklerimi,
Saygısız hatta hor gören sevememişlerimi.
Ne yapsam gözüne görünmezleri,
Hatasından gururu uğruna dönemezleri,
Yalan dedim dolan dedim bu teraneler, sevdim.
Vurup vurup kendi ağlayan bencillerimi,
Eli yüreğime kalkan hainlerimi,
Daha ne sayayım ya var mı ötesi,
Bana benle ihanet edenlerimi...
Sevdim, bu da yazılsın taşırsın terazi defterimi.
Mağrifet hürdü, güç sahte;
Bir yastıkta kocadım otuz beş senede kendimle.
Gururlanamıyorum, sahibi ben değilim.
İlahi malik yaradanı da sevdim, adı her ne ise.
Şimdi, iki nota bırakıyorum geceye;
Sev, dim...

2 Temmuz 2021, 23.49.31.

Diyap Mansuroğlu
Kayıt Tarihi : 2.7.2021 23:59:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Cihat Şahin
    Cihat Şahin

    "EL-HUBBU LİLLAH VEL-BUĞZU FİLLAH!- SEVMEK VE BUĞZETMEK ANCAK ALLAH İÇİN OLMALIDIR-" (Kudsi kaide)

    Bunun daha açıkçası, sevmemiz gereken varlıkları Allah'ın muhabbetine,sevgisine mazhar olmuş olanlarından seçer onun sevmediklerinden de yüz çevirirsek bu yaptığımız eylem bir ibadet olur. Yok eğer, biz Allah'ın kitabındaki kudsi kıstasları es geçip kendi hislerimize göre hareket edersek bu sevme işi ibadet olmaktan çıkıp bizi ahirette mes'ul edecek bir kabahat ve günaha dönüşür. Onun için öncelikle kimler sevmeye layık kimler buğz etmeye müstahak bunları tefrik etmek lazımdır. Yoksa iyilik zannıyla yaptığımız her şey mahşer günü aleyhimize delil olarak kullanılır.

    Hayırlı muhabbetler ve hayırlı çalışmalar dilerim.

    Cevap Yaz
  • Cihat Şahin
    Cihat Şahin

    "EL-HUBBU LİLLAH VEL-BUĞZU FİLLAH!- SEVMEK VE BUĞZETMEK ANCAK ALLAH İÇİN OLMALIDIR-" (Kudsi kaide)

    Bunun daha açıkçası, sevmemiz gereken varlıkları Allah'ın muhabbetine,sevgisine mazhar olmuş olanlarından seçer onun sevmediklerinden de yüz çevirirsek bu yaptığımız eylem bir ibadet olur. Yok eğer, biz Allah'ın kitabındaki kudsi kıstasları es geçip kendi hislerimize göre hareket edersek bu sevme işi ibadet olmaktan çıkıp bizi ahirette mes'ul edecek bir kabahat ve günaha dönüşür. Onun için öncelikle kimler sevmeye layık kimler buğz etmeye müstahak bunları tefrik etmek lazımdır. Yoksa iyilik zannıyla yaptığımız her şey mahşer günü aleyhimize delil olarak kullanılır.

    Hayırlı muhabbetler ve hayırlı çalışmalar dilerim.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Diyap Mansuroğlu