Şu duvarın arkasına geçeyim... kahrolası koku! kaçarken ne vardı sanki çöp kutusuna girecek...
Gölgeler karanlıkta beni takip ederken sokak lambaları da onlardan yana gibi duruyorlar.
Ya bu sessizlik; çıt desem duyurmak için orda, ordaa diye haykırıverecek gibi.
Nefesim bile kızılderili dumanı gibi burdayız, diyor... Nedir bunları bana bu kadar düşman eden
şey.
Hele gözlerim, tüm içimdeki hainliğe rağmen masum, sahte bir bakışla dolu... Bazen beni bile
Biz yanlış yaptık, adım atıverecekken ayak, akılla durdurmuşuz onu;
Delilikle adım atsaymışız dünyayı keşfedecekmişiz...
Yanlış insanlarla yanlış mekanlara takıldık yanlış şeyler yedik içtik
Yanlış sustuk tam zamanıyken konuşmanın
Durgun denizi akıllı sandık hırçın denize daldık
Yanlış zamanda boğulduk günü ağartırcasına
Dur ve bir anlık düşün...
Kim çaldı adaleti,
Çılgınca cesareti,
Düşküne merhameti,
Düşene el vermeyi?
Hadi düşün bir daha...
Masumluğumu yargıladım
Hapse tıktım, kaçtım.
Susuzluğumu dinlendirdim kıyında...
Uçtum,
Bulut oldum aktım
Toprağa düştüm
Susmak mı çözüm
Bağırmak mı
Kaçmak mıdır
Kaçamak mı?
Yorgun düşüp vazgeçmek mi
İmkansızı zorlamak mı?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!