her ayrılık içinde
bir hüzün saklar...
yalnızlığın ilk adımıdır
edilen vedalar...
ve sonra;
ardı arkası kesilmez
yarım bıraktım aşkı
şarkıların inleyen nağmesinde
içimde bir sonbahar
ne yağmur diniyor ne rüzgar
öfkenin kedere sarıldığı
bu mahsun saatlerde
ayrılığın nefesini
çektin bir kere
artık yağmur olsan yağsan
ne fayda...
kuruyan dalları yeşertemezsin
onun yüreği
Mevsim yazdı güneş kavuruyordu tenleri
O iliklerine kadar üşüyor titriyordu
Donmuştu gözleri, üşüyordu yüreği
Soğuktan ceplerine sokmuştu ellerini
Yalnızdı koskoca bir şehir gibi
şimdi ben
sana adanmış bir hayatın
bıçak sırtı kenarındayım
dört yanımı sarmış
kaderimin kara elleri
gözlerin çakılmış yüreğime
dokunsalar ağlayacağım
bir başkayım bu gece
nasıl anlatsam...
gülmeyi unutmuş dudaklarım
kan misali bir efkar birikmiş gözlerimde
ne hain bıçağın sızısı
birazdan lodos patlar
mor dağların ardında
güneş denizin koynuna girer,
kızıla kesilir bütün maviler
martı çığlıklarıyla titrer ufuklar
alev alev yanar sürgün geceler...
öfkemin dağlara çıktığı
eşkiya sabahlarda
şeytan diyor ki bazen
çek silahı
daya kalbine namluyu
bas tetiğe vur yüreğini
Başından beri biliyordum
Her sözünün yalan olduğunu
Yine de inanmış gibi yapardım
Çünkü seni seviyordum
Sana tapardım...
Gecelerin gölgesinde söylediğin
olur ya;
bir gün bir şarkı duyar
aklına gelirsem eğer
beni düşün
o senli halimi düşün
beni o eski halimle hatırla...




-
Kenan
Tüm Yorumlarbir tane şirini çok beğendim, eline sağlık