her şey sustu
ben bile
içimde yankılanan
o tanıdık ses bile
çekildi kendine.
ne düşünce
ne dua
yalnızca sessizlik var şimdi
üstüne bastıkça çatlayan
ince bir buz tabakası gibi
zamanın ne sesi var
ne gölgesi
akmıyor hiçbir şey
bir anın içine gömülmüşüm
sonsuzluğa kör bir düğümle bağlanmış gibi
gözlerim
boşluğa çivilenmiş
ama hiçbir şeyi görmüyor
görmek değil artık derdim
var olduğumu duyumsamak sadece
bir sızı var
adı yok
ama tanıdık bir yalnızlık gibi
sanki içimde bırakılmış
çocukluğumdan kalan yarım bir ben
göğsümde soluksuz bir yer
oraya ne nefes dokunur
ne dua işler
bir mağara sessizliği bu
taşlar bile ağlamaktan vazgeçmiş
dilimin ucunda
söylemediğim cümleler
susarak büyüyen
ağır bir yankıya dönüşüyor
her sessizlik, içimde başka bir çığlık atıyor
ellerim
artık hiçbir şeye uzanmıyor
ne bir kapıya
ne bir hayale
yalnızca kendi gölgeme değiyor parmaklarım
ve o da her seferinde
bir yabancı gibi ürküyor benden
ve yine de
bundan ötesi yok gibi
belki de böylesi
en gerçeği, en soy olanı
çünkü bazen
hiçbir şeye dönüşmek
her şeyin başladığı yerdir
ve şimdi
bu iç sessizlikte
küçük, ısrarlı bir kıpırtı
hiçliğin altından
bir filiz gibi dokunuyor kalbime
belki henüz adını bilmiyorum
belki ışığına körüm
ama biliyorum:
kırıldığım yerden
bir gün yeniden büyüyeceğim
S.GÖL
Kayıt Tarihi : 28.7.2025 18:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!