Kimler yok ki bu altı kül grisi, üstü haki mor vadide?
Bir çocuk, gülüşüyle gömülmüş...
Bir Baba suskunluğuyla mühürlenmiş taşlar,
isimleri değil, eksik cümleleri taşır.
Anne feryatlarını, rüzgâr tanıyanlara taşır.
Dua gibi susar bu vadide gökyüzü.
Morun en koyu tonunda, bir Kadın fısıldar:
“Unutmayın beni” Mezar taşları değil,
zamanın nabzı dikilidir kara selvilerin altında
Her sessizlik, bir başka vadinin yankısıdır.
*@demlenmisSiirler*
Pişmiş toprak gibi sıcak ama suskun.
Her adımda bir geçmiş, her gölgede bir özlem
Terracotta bir yalnızlıkla örülmüş duvarlar
sessizler vadisinde sınırları çizer
Ve biz, o duvarlara yaslanarak dua ederiz.
Göğe yükselen ama ses vermeyen dualarla.
*@demlenmisSiirler*
Solgun mavi bir bayram sabahı gibi ne umut ne yas.
Sadece yürüyen gölgeler, sadece fısıldayan zaman...
Sessizler Vadisi’nde zambaklar Haki mora yakışan tek çiçektir,
Pişmiş toprakla örülmüş koridorların yanlarında.
Adımlar yankılanmaz, sadece iz bırakır,
Mersinler yemişleri üstünde kokularına veda ederken.
Terracotta bir yalnızlıkla döşenmiş yollarda,
Serlevhalar, bu sessizliğin mimari planı gibidir.
20/08/2025
00:08 #Wahran
@demlenmisSiirler
(492)
Kayıt Tarihi : 25.8.2025 19:20:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!