Artık benden nefret mi ediyorsun?
Olsun.
Nefretin bile bir zamanlar sevginden doğdu,
Ben o kökleri ellerimle suladım…
Şimdi o kökler, beni boğuyor..
Bir zamanlar “biz” diyordum,
Cümlelerimin en başına seni koyuyordum.
Şimdi nokta koymayı öğrendim;
Sessiz, net, geri dönüşsüz.
Senin için defalarca kendimden geçtim,
Adımlarımı sana göre ayarladım,
Yaralarımı gülüşünle sardım…
Ama artık o gülüş bıçak gibi saplanıyor içime.
Bana “nefret ediyorum” dedin ya…
Gözlerimin içine baka baka,
Hiç titremeden, hiç çekinmeden…
İşte o an, içimde bir şeyler kırılmadı — yıkıldı.
Bir umut, bir sevda, bir inanç…
Hepsi tek bir cümlenin ağırlığında paramparça oldu.
Ben senin için her şeyi göze aldım,
Sen bana sevgini çok gördün.
Beni suçladın…
Hep eksik, hep hatalı saydın.
Ama hiç aynaya bakmadın sevgilim,
Hiç “ben nerede yanlış yaptım” demedin.
Beni yargıladığın terazinin kefesinde,
Kendine hiç yer açmadın.
Artık çabalamayacağım,
Ne seni ikna etmeye,
Ne de sevgimi ispat etmeye.
Kalbimi savaş meydanı olmaktan çıkarıyorum.
Bu aşkın zaferi yokmuş meğer…
Sadece yorgunlar, eksilenler, yarım kalanlar var.
Senin için kaybettiklerimi bir bir topladım,
Ve gördüm ki, en büyük kayıp bendim.
Artık seni değil, kendimi kurtarıyorum.
Bana karşı yorgunluğun,
Bugün itibariyle sonsuza dek bitecek.
Çünkü artık orada olmayacağım…
Ne bir mesajda,
Ne bir bakışta,
Ne de sessiz bir gecede.
İstediğin oldu sevgilim…
Artık bu denklemde sen varsın, ben yokum.
Artık bu oyunda ben de yokum.
Artık hiçbir izim yok senin için.
Ne beklerim, ne dilerim, ne görürüm.
Senin dünyan senin olsun;
Ben kendi yoluma çıktım.
Artık bu oyunda ben de yokum.
Ve bir daha asla olmayacağım.
Kayıt Tarihi : 11.10.2025 19:03:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!