Suskunluğun bir bıçak gibidir
Keser kalabalığını dünyanın
Her nesne sesini dinlemelerde
İnlemelerde ömründen aldığın güzellikler.
Sağır sultanlar kalmadı
Dünya tek taç üstüne
Sessizliğin alafrangalığında
Dokunur sesiyle gece gözlerine
Dokunur kalbine huzur ateşi,
Sana çığlıklardan bir şiir yazdı isyanlarım
Hala içime kök salmış sesine
Küçük umutlar gömmekteyim.
Yürüdüğüm yol benim değil
Benim değil yaşadığım yalnızlıklar
Saçlarına yağan yağmurlar benim değil
Ufukta kördüğüm bir yarın heyecanında
Sesindir benim olan
Sesindir beni bunca yaşatan.
Ormanları yaz kalbime,nehirleri dağları
Hani yakıpta sonra kaçtığın yangınları
Umuttan aldığın kalem tükenirse
Sesinle yargıla beni
Ki mazlumiyeti sevdanın
Asılmaktır sesine tutunmuş darağaçlarına.
Yalanmış aşk
Yalanmış hasret
Yalanmış nefes nefese kalınmışlık şair acemliğinde
Sesin yalanmış hayalin yalan
Gerçekleri arayışımda,umutlarmış kaybolan.
Sesin gülüm sesin
Yine terkediyor beni
Dudaklarından öptüğüm ateşlerle
Hep dinlediğim beni uzaklarına götüren türkülerle
Yakılmış düşlerimle bir başıma bırakır beni
Üstü kalsın kederimle.
Mağrurum suskunum
Ölüyorum ey sevgili
Şimdi gel sesine sar beni.
Kayıt Tarihi : 5.1.2009 23:45:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!