Serzeniş
Ne çok sustum, biliyor musun?
Söylesem kalbim eksilecekti,
susmasam sen.
Kimi geceler içimden taşan kelimeler
yastığa döküldü;
senin yerine dinleyenim onlar oldu.
Ben,
yüreği yamalı bir yolcu,
sen,
dönüp bakmayan bir şehir gibi.
Her adımımda bir gölge bıraktım ardımda,
her nefeste seni aradım rüzgârda.
Ama sen,
dönüp bakmayan bir gökyüzü gibi,
bulutlarını topladın üzerime.
Her veda bir sus payı bırakır insana,
benim payım da ağırdı.
Taşıdım, içimde kırılmadan —
ama
kırılmayan ne varsa
bir gün taşar.
Sana kızgın değilim aslında,
kırgınlığım kendime:
Bir sesini, bir bakışını
bütün evrene yetecek kadar büyütmüşüm.
Senin sessizliğin bir kılıç gibi,
yüreğime saplanıyor hâlâ;
ve ben,
kanayan kelimelerle yürüyorum
ışığı olmayan sokaklarda.
Zaman, seni unutmamı istemiş gibi,
takvimler üst üste dizilmiş,
her gün aynı sahte yüzle karşıma çıkıyor.
Ama ben,
unutacak kadar kör değilim;
sadece susmayı seçtim,
çünkü bazı savaşlar sessizlikle kazanılır.
Ve şimdi,
suskunluğumun ağırlığıyla
biliyorum ki
ben sana değil,
sen bana veda ettin…
ve ben
artık geri dönmeyecek kadar uzak,
ama
unutmayacak kadar yakın.
Hüseyin Erdinç
Kayıt Tarihi : 15.9.2025 10:33:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!