Bedensizdi aşkım, içte yaşadım
Hayalini kattım sessiz ve sensiz.
Sabır alevini, kalpte taşıdım,
Hasretini tattım, sessiz ve sensiz.
Aşkının diliyle, sözüm savruldu,
Ben av oldum sen avcı, bakış yetti vurmaya.
Mecalim mi kaldı ki, sana karşı durmaya.
Vurdun vurdun gittin ya, korkuyorum sormaya,
Ölüm olsan gelirim, gözlerini unuttum.
Kanadıydın sevdamın, hayalimin özüydün.
Bütün sevdalarım öldü içimde,
Ömrümü su gibi içti yıllarım.
Umutlar zamansız soldu içimde,
Aşkı yaşamadan geçti yıllarım.
Haramı seçmişim, lokma boldu da!
Kapat şu ışıkları, seni gözüm görmesin,
Mutluluk yalanıyla, kalayım karanlıkta.
Boş umutlar besleyip, hayallere girmesin,
Geri durmam giderken, beni bana ver yeter.
Sevgi kervanı çölde, fırtınada savrulmuş.
Gözlerim âma olur, kulaklarım da sağır,
Taşıyamam kalbimi, yok olurum ardından.
Terkedişin yaralar, parçalanır şu bağır,
Bırakıp gitme beni, yıkılırım ardından.
Ruhumu sen giydirdin, çırılçıplak kalmasın.
Kış gülü gibiyim, cemre neyime?
Aşk mevsimi hemen gelir mi sandın ?
Keramet beklemem aşkta payıma,
Gülü dikeniyle alır mı sandın ?
Zamansızdı geldin, çık git zamansız.
Yalnız uyuduğun kör gecelerde,
Ara beni her an, yüreğin yansın.
Umutta, düşlerde ve nicelerde,
Ara beni her an, yüreğin yansın.
Çalarsın kapıyı açarım sanıp,
kalemine sağlık serpil hanım
“Yere” mim olmadan “yâre” lam olmaz.
Görmemişken bile, yüreğim kaldıramaz.
Cemalini göreyim, cennetten de geçerim
O Kevser şarabını, sonsuza dek içerim.