Serdar Sengir Şiirleri - Şair Serdar Sengir

Serdar Sengir

Tüm yaşayanlar diken üstünde yaşıyor
Normal kalacağım İstanbul istiyorum
Arttıkça artıyor, huzursuzluk taşıyor
Nefes alacağım İstanbul istiyorum

Burada yapılır ince hesaplar ve kozlar

Devamını Oku
Serdar Sengir

Saplansa kılıçlar vatan bağrına
Yaptıkları zulüm hep yarım derim
Milli mefkure ve dava uğruna
Kim ölmeye kalksa ben varım derim

Hainler ne derse desinler bana

Devamını Oku
Serdar Sengir

Kimlerde kalmış asaletin adı
Kalsa da heyhat, rehavetin adı
Benim dilim de tuvaletin adı
Ya keneftir, ya da Beyaz Saray’dır

Devamını Oku
Serdar Sengir

Sürgünler çok uzun, rüyalar kısa
İt uyusun uykusundan göreyim
Hangi rezil yolladıysa Kıbrıs'a
Tüfengimin namlusundan göreyim

İşte yüzü, konuşmam arkasından

Devamını Oku
Serdar Sengir

İlk defa İrlanda'nın en melankolik kenti Dublin'de, Sean Moore Parkında tanıştık. Hiç olacağıma, şair oldum diyen bir adamdı karşımda ki. Açıkçası merak etmiştim onu. Heybetli biri değildi belki ama cezbeden bir yanı vardı. Kahvesini içerken natürmort bir tablo gibi duruyordu sanki. Ona merhaba dediğimde, bacak bacak üstüne atmıştı. Uzak denizleri seyre dalmış devrimci edasıyla durması başımı döndürüyordu. İtiraf etmeliyim ki, daha evvel hiçbir erkeğe bu denli ilgi duymamıştım. Oturabilir miyim dedim. Oturamazsın dedi. Ey Allah'ım! O kadar mı çirkindim? O kadar mı zayıftım? Bir insan hem bu kadar küstah hem de bu kadar nasıl naif yürekli olabilirdi? Eğer bir tabancam olsaydı alnının çatısından vururdum o an! Sanatçılar hoyrat olurlardı belki ama bu kadarı da fazlaydı. Fransızca küstahlık yapma manasında Fais pas le malin, toi diyesim vardı o an. Ama şapkasının altından gülümseyen o masum tebessümü görünce nasıl diyebilirdim ki? İçimden en militan kelimelerimle saldırmak geçmesine rağmen tek kelime bile edemedim huzurunda. İlk defa düşüncelerimi fiile dökemediğim için müteessirdim ama işin garip olan yanı umurumda bile değildi. Serdar SENGİR'de en çok merak ettiğim şeylerden biri de, evinin bir odasını insanlardan aldığı değersiz şeylerle doldurup, gerçekten 'Değersizlik Müzesi' haline dönüştürüp, dönüştürmediğiydi.

Onunla iki yıla yakın zaman geçirdim. Sanatının ve yaşamının önemli bir kesimine şahitlik etmeme rağmen hala ben onu yakinen tanıyorum diyemem. Ama bazı izlenimlerimi edebiyat ve sanat çevresiyle paylaşmaktan kıvanç duyduğumu da ifade etmeliyim. Belki, Irene Nemirovsky olup Anton Çehov'u anlatmaktan daha zordur Serdar SENGİR'i anlatmak ama, protez bacaklı şairi anlatmak için ona kendi dilimde Sanatın Macnair'i (Varisin oğlu) diyerek sözlerime başlamalıyım sanırım...

İnsanlar tarafından, bazen seküler zannedilir, bazen radikal anarşist, bazen fundamentalist. Bazen gazel yazan gazelhan, bazen devrim türküsü haykıran bir proletarya, bazen suskun bir devlet yanlısı, bazen sistem karşıtı bir savaşçı, bazen demokrat, bazen hatip, bazen avam. İçinde ki çocuğu asla büyütmemeye kararlı entel bir demokrat. Hem değil mi ki, insan her yaşta çocuktur, değişen sadece oyuncaklardır der V. Hugo. Bazen Arapça, bazen Fransızca, bazen Grekçe, bazen Farsça yazar. Bazen Ortaçağ Avrupa coğrafyasında yaşarken, bazen de Osmanlı devrinde yaşayan yeniçeridir. İspanyol ressam Francisco de Goya’nın dediği, Lux ex tenebris (Işık karanlıktan doğar) hakikatini ülkesinin felsefesine uygulamak için çırpınmıştır. Bazen sömürüye uğrayan bir çingene çocuğu, bazen münevver bir devlet adamı, bazen devlet politikalarını eleştiren nihilist bir adam. Şiiri ve davayı karısı olarak gördüğünden, evlenmemiştir. Zaten, şiirin üstüne kuma gelmeyi kimse kabul etmemiştir esasında. Evladından, davasından ve sanatından daha mukaddes bir eş arzuladığı için beklentilerine insanların cevap veremeyeceğini anladıktan sonra, bütün kadınlara tepeden bakmayı şiar edinmiştir. Hem kadınlara mukaddes manalar verirken hemde onlardan ölesiye nefret etmesine şaşırmamalı doğrusu. Kadınların ayağına bütün İran halkını köle yapacak kadar uçuk, Hazar kıyılarından yük trenleri ile kadınına inci taşıtacak kadar da zalimdir şiirlerinde. Onu tanımak için yapılması gereken tek hakikat, ezoterik sanatına ve sürrealist ufkuna kulak vermek olacaktır.

Devamını Oku
Serdar Sengir

Bu benden sana bir yadigâr olsun
Sen benim ümidim ve sevincimsin
Yüreğini ısıt, hayalle dolsun
Sen benim camekânım, tüm neşemsin

Görsem dayanamam, dilim tutulur

Devamını Oku
Serdar Sengir

Anne!

Say ki; mevsimlerden sonbahar
Ben kışa doğru kanatlanmışım
Uyumak üzereyim
Sen, secde kokan ellerinle dokun yüzüme

Devamını Oku
Serdar Sengir

Bütün malvarlığım, toplam servetim
Yirmi iki senelik yalanım var
Soran olursa buyurun davetim
Palandöken dağında palanım var

Erzurum’dan Konya’ya bir fay hattı

Devamını Oku
Serdar Sengir

Silkinip üstümden attım dağları
Ey Şems! Ufkumuzda irem bağları

İns’in alamet-i farikasısın
Yürek dağımızın şahikasısın

Devamını Oku
Serdar Sengir

Senden söz açılınca
Yalnızlığım gelir aklıma
Bir de tütün tabakam
Dumanım yararken göğün şavkını
Şiirler mırıldanırım
Senden söz açılınca

Devamını Oku