Serdar Atlıbatur Şiirleri - Şair Serdar ...

Serdar Atlıbatur

Haliçte, kimsesizlikte
Bir sonbahar akşamı..
İnsanlar kendinden kaçıyor
Yağmur kaldırımlara derdini anlatıyordu usulca
İncitmemek için tenini kaldırımın
Tüm hünerini gösteriyordu

Devamını Oku
Serdar Atlıbatur

masum bir gidiş gibidir şimdi
bulutların bu şehri terk etmesi
temmuzun intiharı
mavilerin susuşu gibidir..
ayrılırken günün yüzü dicle'den
amed gibidir gökyüzü

Devamını Oku
Serdar Atlıbatur

- Asmin için şimdilik...-
Asmin..
yüceliktir..
ulaşılmazlıktır
rüzgarın yakasına takarken götürdüğü gül'e inat
rüzgar ile savaşandır

Devamını Oku
Serdar Atlıbatur

Bana insanlardan bahsedin,
Sonbahara inat
Yapraklarını dökmeyen dut ağaçlarından..
Gülmekten bahsedin bana..
Sonra, yar denilenin yüceliğinden..
Toprağın söylediği türküleri öğretin..

Devamını Oku
Serdar Atlıbatur

Umut....
Çile ekilmiş bir Gül fidesi,
Yeşerecekmi diya bir tasa var içinde biliyorum.
Ama unutma Arkadaş...
Varsa çöldeki gülü seven uzaklarda,
Varsa onun yeşereceğine herdaim bir inanan,

Devamını Oku
Serdar Atlıbatur

Kardeşlerin en güzeline, Merve Deniz'e..

- Gülüşlerin hüzün kokan
tadına eriştikten sonra..-

I.

Devamını Oku
Serdar Atlıbatur

Geldim...
Umutsuzluk kokan asklarin esiginden geçerek,
Ezerek geçmisi ve unutarak yasanmamis saydiklarimi.

Güldüm...
Belki de gülüslerin en yapmacik olaniydi benimkisi

Devamını Oku
Serdar Atlıbatur

Nasıl anlatmalı yitik olmanın burukluğunu
hangi uçuruma haykırmalı be çare olmanın nakaratını...


Artık daha güzel imgelerim var Zilan
bilesin ki umutluyum yarınlardan

Devamını Oku
Serdar Atlıbatur

İnfaz edilmiş bir günün cesedi var gecenin ellerinde.. 
Birbirinin peşi sıra yanıp sönen yıldızlar..
Sonra deniz.. yosun kokan bir yara..
Martılar ertesinde..
Ve imbat..
Bu sulara yabancı, yolunu şaşırmış bir imbat..

Devamını Oku
Serdar Atlıbatur

Gelecek bir gün gibi hayata endekslenmiştik.... yollarımız nerede kesişmişti....yollarımızın kesiştiği kavşak olmak zorundamıydı.. kimselere soramadım... bize en saçma gelen türk filminin karesinde beraber toplamıştık birbirimize çarptığımızda yere düşen kitaplarını....kaldırımlar birbirimize çarpmamıza sebep olacak kadar dar olmak zorunda mıydı....cevabını bir sen.. birde muama imgelerim bilir...
Adını beğenmemiştim oysa... yadırgamıştım adını.. bana göre yakışmıyordu sana o isim...
kimselerin bilmediği ve her gün usanmak nedir bilmeden birini beslerdim içimde.. tasvirini yapmak isterdim içimdeki insanın, beceremezdim... bazen bana küstüğünü sanırdım ve xeyal diye çağırırdım o’nu.. seni tanıdığım gün infazını verdim içimdeki insanın.. sonra adın xeyal olsun istedim...
uzun yolculuklar çıktı falımda... yolculukların sonunda sen vardın, bunu bilirdim.. bindiğim otobüs karanlıkları delerken devasa ışıkları ile bende ise senden kalan fısıltılar vardı... yollar öyle uzun gelirdi ki.. sonlar öyle uzak... karşıma çıkacak sonların en başında sen vardın..
bende ki düşsel dirilmenin başlangıcıydı o son.. ellerin ellerimin içinde terlemiş, avucum birden bire ab-ı hayat dolmuştu.

Devamını Oku