Güneş yine senin istediğin taraftan vuruyor yüzüme
Artık denk düşürmeye çalışmak zorunda değilsin
Bu aksam güneş yine gözlerimde batıyor
Sen güneşin batışını seversin
Denizde bir kayık
Diğerlerinden farksız bir sonbahardı bu
Ötekiler gibi sessiz sedasız gideceğini düşündüğüm
Eğer bir güneş gibi doğmasaydın
Yağmurdan sırılsıklam olmuş sokaklarıma
Sonbaharda ilkbaharın uyanışını yaşatmasaydın ruhuma
Bir milat gibi bölmeseydin hayatımı
Toprağına hasret bir karıncaydım
Beton yığınlarının arasında
Filizlenemeyen bir tohum gibi
Çorak topraklarda
Ait olmadığı bir hayatın kucağında
Ne gidebilen ne de kalabilendim
Sonbahar da denerim hep
Yorulmam
Yağmuru yıkamaktan
Toprak gibi çekerim içime önce
Sonra dışıma taşırmaya çalışırım
Sonbaharda en tatlı uğraşım bu olur
Ellerin yapışmış sanki bedenime
Hissediyor sevişini saçlarım
Kesseler ellerimi
Yine sen tutacaksın biliyorum
Laneti geçmeyecek dokunuşunun
Toptan ateşe versem bedenimi
Sokakta yürüyorum
Gecenin bir vakti
Kaybettiğim gölgemi arıyorum
Aya sırtımı dönmüşüm
Sokak lambaları sönmüş
Karışık havada
Düşünce bir yağmur bulutu
Yağmadan geçmeyecek olan
Etkilenmek istemiyorsan
Montunu giymelisin
Bir şemsiye almalısın eline mesela
Yoksa bu düşünce sağanağında
Adı yoktu kadının
Sesi yoktu
Çığlığı avazı yoktu
Peki, neyi vardı kadının
Kocası vardı mesela
Ailesi çocukları
Kar kapıma geldi
Yağmur camıma
İçeriye girebilmek için
İtişip duruyorlar
Kavga ediyor her bir kar tanesi
Çarpa bilmek için cama
Bir kitabı bir kere okuyup kapatamazsın
Asla eskimeyen şarkılar gibi
Asla eskimeyen şiirler vardır
Her okuduğumuzda
Yeni bir his bize eşlik eder
O an görmeye hazır olmadığımız duygular
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!