Cihanlara sığmayanı sığdırmışım kalbime, ayıklamışım harfleri, kutsal olanları dolamışım dilime..
Elçi değilim hiçbir şeye, ne kaleme, ne mektuba, ne kedere, ne kadere..
Nesimi düşmemişken henüz ana rahmine, kim olduğum yazılmış Hallac’ın yüzülen derisine..
Tarihten kopup gelen seslerin, tanımların ve tariflerin, acıması olmayan kanunların, ölüme çağıran yasaların, Jan Dark’ı diri diri yakan cellatların, 17’sinde ellerimle taçlarını giydirdiğim korkak kralların, Antakyalı Margaret’in başını kopardığı yılanların, virane şehirlerin, kayıp kalelerin, hakikatsiz mecazların, kurak çöllerin gölgesi dahi düşmedi, düşemedi üstüme, emin oldu Pirron bile şeksiz şüphesiz kimliğime..
Bilirim kim olduğumu…
Sevgilim, bir günün ortası şimdi
Taşıtlar hızla gelip geçiyor, her yer kalabalık,
Ben seni düşünüyorum bir bodrum kahvesinde
Uzat bana uzat ellerini
İzinli askerler görüyorum, kırıtarak yürüyen işçi kızlar
İstanbul her günkü yaşantısı içinde, uğultulu,
Devamını Oku
Taşıtlar hızla gelip geçiyor, her yer kalabalık,
Ben seni düşünüyorum bir bodrum kahvesinde
Uzat bana uzat ellerini
İzinli askerler görüyorum, kırıtarak yürüyen işçi kızlar
İstanbul her günkü yaşantısı içinde, uğultulu,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta