Soruyorlar ne yaptınız?
Hemen hazır cevabımız,
Yeter bize sevabımız,
Yalan diyen beri gelsin!
Dağıtmadık mı Davos’u?
Zaman olur, devran döner, İnsan oğlu dünü anar!
İşte o an geldi yine, geçmişten bir anı sunar.
Hep günlerden bir gün diye, başlar bütün hikayeler!
Bazen tatlı, bazen acı; özlü sözler kinayeler,
Döner dünya güler dünya
Parsel, parsel oluşuna
Döner dünya ağlar dünya
Yarından habersiz insanın gülüşüne
Yıkamadık şu benliği
Dilde edep haya dünya
Her nere el atar isen
Vıcık, vıcık riya dünya
Bu ne zaman, bu ne devran
Gülerim ağlayacakken
Hikmeti ilahi deyip
Susarım söyleyecekken
Sabrı selamet bilip
Yaşasın kardeşlik ve barış beyler!
Libya’ya da geldi bakın kardeşlik.
Aklı olan millet savaşı neyler?
Bize de gelmesin sakın kardeşlik.
Kardeşlik değil bu; dümdüz kalleşlik.
Yaşasın kardeşlik ve barış beyler!
Libya’ya da geldi bakın kardeşlik.
Aklı olan millet savaşı neyler?
Bize de gelmesin sakın kardeşlik.
Kardeşlik değil bu; dümdüz kalleşlik.
Gönül arzu edince dostla vuslatı.
Daha yarı yolda yorulur mu hiç?
Kaça aldın diye soran dostlarım!
Vuslatın bedeli sorulur mu hiç?
Bu sevda ile dağlar aşıyorum ben,
Medeniyet yaftasıymış, sözüm ona kravat.
En cafcaflısın dan takmış, zıravat mı zıravat?
Ahlâk dersi veriyor hem, etrafındakilere.
Gözler beldir beş oynuyor, beyin kitli kilere.
Beyni yobaz olanlara, ne versin ki kravat?
Gözü, gönlü aç olanı, doyuramaz kırk avrat.
Sevdamızı bilmez, derdimiz bilmez,
Gurbet eller halimizden bihaber.
Gariplerin yüzü nedendir gülmez?
Yüze gülen ehl-i halden ne haber?
Halimizle halleşenler ne oldu?




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!