Ayrılık adlı bir tepenin ardında…
Sensiz yalnızlıklar düşlüyorum.
Uzak yerlerim var sadece yanımda.
Sensizlik haykırıyorum,
Sesimin uzanabildiği tüm yakınlara…
Sadece gözlerim değil yamaçlardan aşağı inen…
Mutluluk hayallerim ve arkasında yürüyen yarım kalmışlığım var…
Elimde bir fotoğraf, ama gün batımını seyrediyorum.
Sahilde yürüyen insanlar ve kentin kalabalık gürültüleri yok repertuarımda.
Başka akşamlara yürüyüp, başka güneşleri terk ediyorum sessizce.
Saçlarındaki toprak kokusunu;
Nehir kenarlarındaki yosunlu kayalara değişiyorum acımasızca.
Sen yokken bile yağmurlara dokunabiliyorum…
Duygularımın karmaşıklığı,
Merhametimin kontrolsüzlüğüyle birleşiyor.
Yüreğim bu karmaşada sana çıkan yolu bulamıyor.
Ne benimle bir geceyi göze alan yıldızları terk ediyorum,
Ne de nasibinin peşinde koşarken sırtındaki ekmeği düşüren karıncayı.
Ne bir imparatorluk aradım,
Ne de istenmeyen bir padişahım.
Yine akşam yağmurlarında yürüyebiliyorum sensiz,
Ölüm hissi verse de…
Sabah uyanışlarımda gözlerinin karşımda olmayacağını biliyorum.
Yalnızlığımla başa çıkamayan takvimleri canlandırıyor zaman…
Bir tebessümün bile olmadan tarih olmayı hedefliyor hayatlarım…
Hem karşında oturup, hem de seni görememeye alışıyorum…
Tek başıma gidiyorum artık uzaklara.
Deniz kenarında yıldızları bile sensiz kaydırıyorum…
Kayıt Tarihi : 28.4.2018 11:25:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
YOLUN SONU TASAVVUF KİTABINDAN...

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!