Kelimeler en çok susunca anlaşılıyormuş,
Susuyorum,
Susuyorum sana…
Adel..
Harf harf dökülüyorum avuçlarına..
Yüreğimde,
Derinimde,
Hislerimdesin yine bu mevsimde.
İçimde büyüttüğüm ancak eyleme dökmediğimsin bende.
Bir ben var içerimde, bir de sana dair hasretlik..
Kalbime inen bir vuslat damlası gibi gözlerindeki güzellik…
Adel,
İsmini nakış nakış yüreğime işlediğim,
Tut kalbimden.
Tut, gidelim buralardan.
İstanbul'a götür beni.
El ele arşınlayalım tüm sokakları,
Kalbimde sen,
Yanımda sen,
Gözlerimde sen,
Ellerimde sen,
Ne de güzel olurdu İstanbul seninle…
Hayallerim var taptaze, pespembe.
Özlemle yazılmış cümlelerim var sana dair..
Duyuyor musun beni Adel?
Seni beklediğimi biliyor musun?
Peki ya.. İstanbul’un ikimizi beklediğini?
Şehr-i Aşk, sevdamızı bekliyor usulca…
Bir senin bir de İstanbul’un hasretini ezberledim ben yıllarca…
Bir mavilik salsan içerime,
Bende ki kızıllıkla bütünleşse…
Sonra tutsam ellerini,
Gülhane’de sonsuzluğa açılan o kapıdan girsek seninle,
Hiç bitmese o yol…
Ardından geçsek seninle Eminönü’ne…
Balık ekmek yesek yanında da turşu suyu...
Denize nazır dalsam derinlerine…
Ve bir ikindi vakti,
Yüksek binaların olmadığı,
İnce ince tarih kokan sokaklara gitsek seninle…
Meselâ Fatih’e...
Bir yokuş başına oturup gökyüzünü seyretsek usulca,
Mavi... Yeşil... Sarı... Turuncu...
Renkten renge giren gökyüzü, yüzümün kırmızılığıyla geçse iç içe…
Sonra gitsek seninle Ağa Kapısı’na,
İsmimin hakkını verip,
İçsek bir Osmanlı Şerbeti doya doya.
Ardından Topkapı’ya varsak huzurla…
Surlardan tarihi gözlerle delik delik baksak İstanbul'a..
Mavi bir bahar günü,
Bir vapur kucaklasa bizi,
Ve Üsküdar'a gitsek seninle..
Kız kulesine nazır baksan yeşil gözlerime.
Bende onun yalnızlığına inat yaslasam başımı omuzlarına.
Çay içsek seninle doyasıya..
Ve bir martının her kanat çırpışında,
Yüreğim uçup konsa yüreğine…
Sonra haykırsam alabildiğince..
Adel, tam şuramda…
Yüreğimde…
İşte yanı başımda diyebilsem…
Ve bir gece yarısı Büyük Ada’da mehtaba bir dem de biz dalsak. Yağsa üzerimize rahmet damlaları,
Sevdamızı kutlasa her bir damla.
Sakın şemsiye açma!
Sırılsıklam olalım aşkımızla.
Hercaî serseriliğin uçup gitsin,
Uslu bir çocuk ol yanımda.
Bende yanakları pespembe bir kız çocuğu…
Ağır abi edalarının kır dizlerini
Ve pamuk şeker al bana meselâ,
Mutluluk haykırışlarımı utangaçlığınla sakla etrafa…
İşte öyle bir sevda ki,
Anlatılmaz, yaşanır bizimkisi.
Hayallerim taptaze, pespembe…
Bir sen eksiksin ömrümde.
Gelsen de taçlansa hayallerim,
Gelsen de neşe bulsa ömrüm…
Haydi Adel!
Tut kalbimden…
Götür beni İstanbul'a.
Kucaklasın sevdamızı doya doya…
Adel,
Gönüldaşım,
Çekildim ben artık köşeme
Ve duâ'larımla bekliyorum seni usulca,
Çok, çok bekletme...
{06.10.2013}
Mefkûre Malhun KeskinKayıt Tarihi : 8.10.2016 14:54:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Adel; Soyluluk, asillik, asilzadelik, yüksek mertebeli (kimse)

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!