Seni Bana Yanlış Anlatmışlar ( Düet )

SENİ BANA YANLIŞ ANLATMIŞLAR ( Erkek)

Seni bana yanlış anlatmışlar can,
30 lu yaşlarında,
Güzel,
Hanım hanımcık,
Etrafına neşe saçan dediler. 
Sendeki dipsiz kuyuyu görmeden.

Seni bana yanlış anlatmışlar can,

Yüzünün gülümsemesini aldanıp,
Herşeyi yolunda zannetmişler .

Gel otur şöyle,
İki çay söyleyelim.
Muhabbet uzun,
Birde ben anlatayım.

Kalbinin güzelliği,
Yüzüne vurmuş belli.
Ama....
Uykusuz gecelerin sabahı olmamış sende, Gözlerinden belli.
Sigara üstüne sigara yakmışsın,
Dudaklarındaki zehirden belli. 

Seni bana yanlış anlatmışlar can 

İçindeki fırtına hiç dinmemiş
Yıkılmış,
Yakılmış,
Küle dönmüş hayatın.
Suskunluğun mecburiyetinden,
Dışa vurmamış isyanından,       
Hayata dik duruşundan.

Seni bana yanlış anlatmışlar can 

Elinden tuttuğun ne varsa,
Terk etmiş
Virane şehir gibi,
Yapayalnız kalmışsın.
O kadar yaşanmışlıklara rağmen,
Sen.....
Kendinden vazgeçmiş
Ama....
Sevdiklerinden vazgeçememişsin.

Seni bana yanlış anlatmışlar can,

Güçlü,
Tuttuğunu koparan dediler.
İçindeki kaybolmuş çocuğu göremediler. Her savaştan yenik çıkmışsın,
Seni anlamamışlar can...
Ayakta kaldığını gören sana hayran.
Kimse sorgulama mış bile,

Seni bana yanlış anlatmışlar can 

Attığın her kahkahada,
Gülüyorsun zannetmişler.
Gülmek zorunda olduğunu bilememişler.
Bu kadar suskunluk boşunamı,
Kim anlardı ki seni,
Anlatsan lal olurdu insan,
Duymazdan gelir ,
Yük olurdun.

Seni bana yanlış anlatmışlar can.

İçinde üşüyen sokak kedisi gibi,
Ürkek,
Korkak ,
Titreyen ellerini tutupta,
Görmemişler ki aldığın yara izlerini;
Attığın çığlıklara sağır olmuşlar.
Seni hiç anlamaya çalışmamışlar ki.

Seni bana yanlış anlatmışlar can

Yüzünün güzelliğine aldanmışlar. 
Tertemiz kalbine inanmışlar,
Cesaretine,
Sadakatine güvenmişler.
Seni sadece seyretmişler can.
Tek başına,
Her fırtınada gemiyi terk ederek,
Başka liman bulmuşlar.

Seni bana yanlış anlatmışlar can 

Batan geminin yılmaz kaptanı,
Batıyorsun,
Farkındasın,
Son bir çare olmaya geldım sana,
Son bir iskele,
Yarana merhem olmaya
Canına can,
Kanına kan olmaya geldim.
Derdine derman,
Sana ilaç olmaya geldim can.
Battık......
Batıyoruz diye düşünmeden,
Son bir sefer daha,
Ha bir gayret,
Müsade et,
Çekeyim seni limana.

SENİ BANA YANLIŞ ANLATMIŞLAR ( Kadın )

Boyundan,
Posundan,
Gözlerinin renginden,
Sakalından yaşından,
Yüreğindeki  masum çocuktan,

Senide bana anlattılar,
Beni sana anlatamadıkları gibi.....

Fark ettim,
Gözlerinin rengini,
Ama göz altındaki morlukları anlatmadılar. Yaşının verdiği mi?
Yoksa.....
Gidenin arkasından ağladığın dan mı?
Sakallarının ağarmasından belli,
Siyah beyaz gibi,
İncecik çizgilerden belirgin,
Bir net ifade var yüzünde.

Seni de bana anlattılar can,
Beni sana anlatamadıkları gibi....

Her insan gibi pamuklara sarmalanıp, Büyümediğim doğrudur.
Suskunluğum,
Durgunluğumda doğrudur.
Zaman.....
Venden ne çaldıysa,
Kalemin yazdığına göre,
Senden çalmış belli,
Ettiğin laflardan belli. 

İki demli çay daha söyle,
Muhabbet uzuuuuun olacak.

Senide bana yanlış anlatmışlar can.

Yüreğindeki titreme buradan duyuluyor.
Söyleyeceğim her şeyi söyledin sen,
Gönül gözüyle görmüşsün.
Anlattılar,
Çok seversin tanıyınca diye,
Ben güldüm ne yalan söyleyeyim.
Bir bahane,
Bir yol bulur,
Kaçarım zannettim,
Bak yine yanıldım.

Ömrüm hep böyle geçti.
Duvarları yıkılan,
Bahçeleri yağmalanan,
En güzel yılları çalınan,
Biri kendini nasıl anlatabilir ki,
Anlatsam hem kim anlar beni.

Seni de bana anlattılar can, 
Beni sana anlatamadıkları gibi...

Seni anlayan oldu mu?
Anlatabildim mi?
Arkana baktığında,
Zile basıp kaçan,
Çocuklar yüzünden,
Kaçmadığın için dayak yedin mi ?
Kimse ağaca çıkmazken?
Sen......
Sevdiklerin için,
Elma ağacından elma alırken,
Bahçede düştüğünde,
Kimse kaldırdı mı seni,
Kimse yoktu dimi ?
Benimde olmadı.
Şimdi gülerek anlatıyorum sana bunları. Çünkü.....
Artık canım yanmıyor, 
Belli can,
Sende kaçmayanlardansın.

Seni bana yanlış anlatmışlar can....

Ben.....
Gözlerindeki parıltı da,
Seni bulurum,
Senin beni bulduğun gibi.

Senide bana anlattılar,
Beni sana anlatamadıkları gibi......

Ne sığınacak liman kaldı bana,
Nede yanaşacak iskele.
Her gelen birşey alıp gitti benden,
Acısı bana dert,
Yükü ağır geldi.
Gün geldi taşıyamadım.
İnan şikayette etmedim,
İsyanda.....
Bugüne şükür dedim.
Kırıldım,
İncindim,
Ağladım daa,
Kimseye minnet etmedim.
Kendim söyledim,
Kendim dinledim.
Tek başına içimde hallettim.
Kimse görmeden yaşanması gerekiyordu,
Yaşadım ve bitti.
Benim bittiğim gibi.....

Beni sana eksik anlatmışlar,
Senide bana anlattıkları gibi......

Ben o limana gelirim,
Bir şekilde yanaşırım,
Hatta...... 
Demir atıp kalırımda, 
Ben sana yük olurum,
Kanayan yara olurum,
Kabuk bağladıkça yine kanarım,
Ama......
Nankör olamam

Seni bana az anlatmışlar can.....  

Bir an,
Sıkılmadan dinledin,
Gözlerini kaçırmadan,
Detay detay,
Hece hece,
Satır Satır yazdın kalbine,
Görüyorum,
Avuçlarının içi terlemiş bile,            
Can olurum,
Kan olurum demiştin yaa,
Ben ol mesela,
Benim ol,
Olabilir misin ?
Gece ol,
Güneş ol,
Sabahlarıma sen doğ,
Doğabilir misin ?
Çiçek ol bahçemde,
Gül ol,
Olabilir misin?
Akan nehir ol,
Irmak ol yüreğime,
Coşkun akan sel ol,
Olabilir misin ?
Sen.....
En iyisi son ol,
Sonum ol,                              
Limandan çok deniz ol,

Seni bana yanlış anlatmışlar can, 
Beni sana anlatamadıkları gibi..... 

Ya bırak elimi,
Batsın gemi,
Batışını seyredelim.
Ya tut elimi,
Yeniden yelken alalım.             
Dedin ya batıyorsun,
Birlikte fark edermi artık, 
Söyle can gitmek mi?
Kalmak mı zor,
Neresindeyim hayatın senin için,
Söylesene,
Hangi tarafındayız…