Bir yol göster, unutabilmem için seni
Ya da; Bir ışık tut, göreyim o güzel yüzünü...
Gittiğin günden beri gecelerdeyim, karanlığım
Gecelerce adını sayıkladım duymadın
Bir ışık tut, aydınlığa adım atayım...
Şiirler yazıyorum acıları heceleyerek...
Mutsuzluğun resimlerini çiziyor
Yalnızlık türküleri söylüyorum.
Ve içimde kalan son umut tanecikleriyle
Dualar ediyorum dönmen için
Ve de vefasızlığına inat
Sen terketsen de odamızı, ben bir an olsun bırakıp gitmiyorum...
Zindanlardan farksız yokluğunda odamız
Odamız keder dolu, odamız suskun, odamız öyle sarhoş
Odamız sanki cehennemin dünya şubesi...
Böyle olsun istemezdin, bilirim...
Bilirim ki hesapsız, düşüncesiz, tutarsız gittin.
Yoksa ne ölümlere yollayacak bir yürek var sende
Ne de karşılıksız, sınırsız sevecek bir yürek!
Bilirim...Gerçekten sevemezsin sen hiç!
Oysa ben, ben hep delice sevdim!
Yanımda, kanımda, canımda ol yeterliydi.
Yeterliydi, bir gülüşünün gözündeki parıltısı
Yeterliydi, gönül çeşmenden akan sevgi damlacıkları
Yeterliydi doyasıya yaşanmışlığın, aynı yastığı paylaşımın.
Sana dünyaları veremezdim ama
Dünyaları da bana verseler, sana değişmezdim...
Şimdi ah edip vah etsem de çok geç
Almış başını yürümüş ömrümüzün hırsızı zaman.
Tüm adımlarımı atsam da geriye doğru, inançla
Kavuşmaz, varamaz, uzak kalmış bize vuslat.
Yitirdiğim yarisin bitmeyecek sevdamın
Gençliğimi harcadığım bu yolun çıkmazısın...
Aç, susuz, tek başına, garip yaşamak
Ağlamak, yalvarmak, kanamak
İşte bu, benim için, senden sonraki hayat...
Bir yol göster, unutabilmem için seni
Ya da; Ya da! Bir ışık tut, tutayım ellerini...
Kayıt Tarihi : 4.4.2002 05:01:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!