Ellibeş yaşındayım gölgeyle güneş gördüm
Yürüdüğüm yollarda türlü, türlü taş gördüm
Tek toprağa ısındım kendimden candaş gördüm
Bedenim ondan olsa ruhumda Allah'ındır
Altmışüçte ölmeyi dilerim yaradandan
Elli dört yıldır yaşım kederlerde gülmedim
Mutluğu aradım bugüne dek bulmadım
Meğer yalanmış dünya huzur yoktur içinde
Sözümde hakikat var elem çoktur içinde
O biz biziz diyanlar
Millet hakkın yiyenler
Allah gönder kazasın
Kabul etme ricasın
Sen ver onun cezasın
Türkmenlere kıyanlar
Bir aşıka sormuşlar gel söyle cefan'nedir
O bir aşka tutulan delidir divan nedir
Bazen yüreğe neşe bazen çilesi ağır
Odorki aşık derdi bildiği peyman nedir
Bu ne çetin bir gündür ne ağır çilesi var
Bu ne zor yaşamaktır devranın hilesi var
Bu feleğin yoksula tokatı sillesi var
Yüz yıl oldu yetmedi bu zülumla zorbalık
Zorbalıkla adalet zorlansada sağlanmaz
Birgün bir kervane katıldım
Issız olan yola atıldım
Başka bir kervane satıldım
Satan beni o hain dosttu
Sarıya börülmüş o hain
Dinim İslamdır benim dilim asıl Türkmen
Hürriyetim aldılar etrafım sarmış düşman
Cihane hüküm ettim demir yumruk gücümle
Adeleti yaymıştım zerre olmadım pişman
Herkim yaşım sorarsa kardeş derim bin yıldır
Gözlerimden kanlı yaş yanaklarıma iner
Günlerdir yürekteki acım ne vekit diner
Akılda dayanmaz gelir gözlerimi kınar
İçimdeki yılgınlar çok zor bağrıma sınar
Nefret edersem olmaz bağrımı yarsam olmaz
Kendimi dövsem olamaz böyle bıraksam olmaz
Bu dünyamız fanidir
Çok zalimdir canidir
Değerlimi götürdü
Bildim ölüm anidir
Bu kadar midi vefa insanda olan sıfat
Bunyası bozuk olan etrafa olur afat
8.11.2024 - Erbil
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!