Beyoğlu'nda keşkül yemiş birileri
Keder kahve telvesi gibi çökmüş fincanına günün
Kadıköy'de bir büyük rakı
Misak-ı Milli o gün ilan edilmiş zaten
Bayrama denk gelse bu kılık kıyafet olmaz
İnceden bir serçe üşümesidir Firuzan
Bir tüydür tüldür
Mor menekşeli bir cam önüdür
Beyoğlundan Taksime çıkışıdır gece vaktinin
Terlikleri yırtık bir ay ışığıdır
Parmak aralarından mevsim sızar
Kendini bir dikene buyur etmiş acayip bir karanfil
Tercüman-ı Ahvalden sızmış bir Fransız
Teferruatsız yakalanmış yıldız yağmuruna
Ay çıkmış dizesiz kalmış
Kafiyeler de kafiye hani mecburi sefir
Ansiklopedist bir terennüm,sanırım müşküle ramak kaldı
Devir ezbere saat söylemek için genç
Zamansız yaşlanan bıçkın delikanlı
Uçağa binmek gibi bir şey
Yükseklik korkusu sınıfta kaldı
Gereksiz teşekkürler gibi yapmacık duruyor şiirleriniz
Bir güle kafiye olsun diye
Adımı söylemeyiniz
Eskimiş arınmışlıklarıyla koskoca bir Sarayburnu
Ölüler yüzünüzden utanır
İstanbul olanca sessiz
Beyazıtta bozuk para düşse yere
Eminönünden duyulacak
Bence sorun değil ama
Enflasyon ne olacak
Şair gelinlik beğeniyor kafiyelere
Gamzesi tül
Muhabbet ikliminde kadife taşlar imgeleminde
Kar yağar üstü örtülür
Mevzu mürekkep dökmüş öğrenci misali
Alın terlemiş yüze düşmüş kakül
Sevgilimi vitrine bakıp hatırlamayacağım
Gözlerimi düşürdüm
Yerime ağlar mısınız
Kuş bitti gökyüzü kederden yağmur
Eşya parantezinde günler
Hatem yüzük demektir,bilmeyenlere duyurulur
Hatem kimdeyse Süleyman odur
Islahat Fermanı gibidir yoksulluk
Bir yerde ışık ikram edilse
Önce körler buyurur
Babası Kore harbinde yüzbaşıymış
Kendi antiemperyalist birbaşı
Bu sosyo entellektüel bir durumdur
Haddini telkin edemeyen cezaevi
Çok Değerli Şaire, Sema Hanımefendi,
bu acemi şair kardeşiniz, acizane, şiirlerini bir kitapta topladı.
Size bir adet takdim etmek isterim; ben İstanbul'da oturuyorum, adresinizi lütfederseniz posta ile gönderebilirim.
En derin selam ve saygılarımla.
İdris Esen E-mail: id ...