Sefa Kaplan Şiirleri - Şair Sefa Kaplan

1 Şubat 1956'da doğdu. Bir süre edebiyat ve Türkçe öğretmenliği, ardından, aralarında Nokta ve Aktüel dergilerinin bulunduğu muhtelif yerlerde gazetecilik yaptı. 1995-2000 yılları arasında Londra'da yaşadı.

Sefa Kaplan

cesetlerinden cinnetler devşirdiğim bu kent
-ben ölürüm ah gülüm- cennete döner bir gün

ömrümün hikayesi buğulu bir intihar
bu titrek aydınlığım apansız söner bir gün

Devamını Oku
Sefa Kaplan

kafdağı'nı aşan bulut anan baban sağ mıdır
beynindeki görklü tırpan bir uluca dağ mıdır

cinnet mülkü devşiren kan kayseri ankebut
rahimde bir şehzade gönüllerde yağ mıdır

Devamını Oku
Sefa Kaplan

şimdi bütün bir yaz gayet mücehhez bir katil
uyandırır feride'yi gardiyan uykusundan
ve hüzün tetiktedir maktulden daha adil
vazgeçer diye bir gün hercai korkusundan

ne çılgın menekşesin vaktin ihtilalinde

Devamını Oku
Sefa Kaplan

mecusiyim,mecusisin,mecusi- ateş yakar
çekilip mağaraya gelincik olmak da var
bağbozumu düşleri yanardağlar ararken.-
Akşam ki bir çocuktur saçları kısa kırpık
Avucunda aşklardan esirgenmiş bir çığlık
Terk edilir masalar sabaha vakit varken.-

Devamını Oku
Sefa Kaplan

mübalağa yorgunum bu ölüm bâzârında
gözlerimin akında cesedim ışıldıyor
acım dirhem etmezken ağır geldim hayata
münzevi bir gecede direnmek de hayli zor

o halde ne yapmalı- yalnızlık yasaklanmış

Devamını Oku
Sefa Kaplan

Yaz - bir beyaz buluta dönmüşken hikayesi
Dağılır ufkumuzda iri gözleri ve ince parmakları
Hangi sevdalardır savrulan
Ve hangi acılardır gündemde yaz - yaz

Şimdi biraz akşamlarda yorgun ve belki

Devamını Oku
Sefa Kaplan

her sabah ayna tarak fırça sonra yüz
böyle ne güzelsiniz biraz daha gülünüz
sanmam - göz yanılır hem bütün gördüğünüz
her sabah yeniden - büyücü - takılır maske

ben böyle satımevleri yıllar var ki

Devamını Oku
Sefa Kaplan

-oğuz atay ve bütün disconnectus erectus'lara-
1
hadi gülüm koy heybene hüznünü
bir parça beyaz peynir bir parça kalbi harap
birkaç günlük yalnızlık birkaç kitap
hani şu seevmediğin tehlikeli kitaplardan

Devamını Oku
Sefa Kaplan

görünmez ölümlerdi milattan öncekiler
gizemli sularıyla bir başka ırmak olan

şimdi evleri varmış istemez caddeleri
çok gelen sevinçlere gitmelere kıyar mı
ömrün sahillerinde bu güneş batağında

Devamını Oku
Sefa Kaplan

gecedir kandillerden mevsime eylül düşer
bir gül tenhalaşırken kıbleme bin gül düşer

ömrüm kuşatmalarında beyhude bir intihar
acılar yaylım ateş-vurulur bülbül düşer

Devamını Oku