Bir akşam hiçbir şeye sahip değilken
Ve usa vurulan her şey çok uzaktayken benden
Şairim gördüm
Aniden sarıldı bir sarmaşık bir sevinçle bir fidana
Ne sahiplendi fidan sarmaşığı
ne de sarmaşık fidanı
Ki o sensin
Hiç küser mi nehir dalgın akan suyuna
Sen en iyisi gel de beni ekle usuna..
Onsekiz çarpımıdır birle kendisinin
Dokuzun ikiyle çarpılmasıdır
Üçle çarpılmasıdır altının
Dört karıyla düşünenler
Beşin hiç hükmü olmaz bazen
Dörtten sonra beş gelir bilmez misiniz
"Yalnızca seni sevdim" dedi adam.
Ekledi sonra, "sadece".
Sonra çekildi aynanın karşısından.
"Yalnızca seni sevdim" dedi kadın.
Başka bir sözcük eklemedi.
Bilgi diyalektik bir akıştır ki
İki yataklı bir ırmak gibi
akar doğadan insana
akar insandan insana
Bu iki yataklı tek ırmağın
yatakları ayrılamaz birbirinden
Dedi ki şairim
Kim ne derse desin
İkiden bir çıkarmaktır aşk:
Ya çıkarıp ikiden biri
Bir olursun ikiyle
Ya da
Ki o yaşamdı
Çok güzel olabilirdi herkes için her şey
Su gibi akabilirdi zaman
Düz bir çizgide değildi ama
Eğilip bükülen bir ezgiydi kendi içinde yol alan
O sensin
Kimse sana bakılmamış bir gökyüzü vadetmiyor
Ne akrep ne yelkovan, ne de ışıktan damlayan zaman
Biçim vermiyorsa ellerin
Koşulsuz bir tragedyadır yaşam aynanda yansımayan
Ben farklılıklardan değil, aynılıklardan daha çok yararlanılacağını düşünüyorum.
Fizikte ilk kural evrende, iki tane aynı şeyin bulunmadığıdır.
Bu kural, zaten var olan evrensel nesnel varlığın; insan da içinde olmakla birlikte, farklılıklardan oluştuğunu belirler.
Bu bağlamda, zaten birbirimizden farklıyız; bu fiziksel bir yasa.
Öyleyse neden farklılıkların üzerinden yaklaşalım konulara.
Aynılaştığımız noktalar daha öğretici olur.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!