Türlü nimet vermişken Rabbin her çağrısına
İsyan edip haddini aşan arsızlar gördüm...
Hak ettiği cezanın çekilmez ağrısına
Yâ Râb "neden ben" deyip şaşan arsızlar gördüm
Vazifesini müdrik kilitlenip hedefe
Menzile koşmak varken, alıp sırtına küfe
İçinde vesveseler, şeytana açık büfe
Sözde şana, şerefe koşan arsızlar gördüm
İnsan bu; bilinmiyor, belli olmuyor hâli
Ne düşü son buluyor, ne arzu, ne hayâli...
Haz-Hevâ Vahasında, bir şelâle misâli
Sürüyle Mecnûn, deli; coşan arsızlar gördüm
El olsa hadi neyse; "dostunum", "canım" deyip
Bir çıkar umduğunda yüzüme gülümseyip
İhtiyaç duyduğumda, iyi günler dileyip
Neşeme derin kuyu, eşen arsızlar gördüm
Namert gedik açsa da umudumun surunda
Asla boyun eğmedim yeisin huzurunda...
Belliyken istikamet Hak Kitabın nûrunda
Karanlık dehlizlere düşen arsızlar gördüm..
Kayıt Tarihi : 16.3.2015 16:08:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!