Çocukluğumda süte veya çaya batırarak yediğim bisküvi var ya...
Islanan kısmını yere düşürmeden ağzıma atmayı becerebildiğimde, bisküviyle yaptığım küçücük savaştan galip çıkardım ya... Birden o anda ki mutluluğumu hatırlayıverdim... Heyyooo..!
Şaapp diye yere yapıştığı zaman da sinir olurdum; denk getiremediğime, düşürmeden yakalayamadığıma, yiyemediğime... Bir de yeri sil filan, ööff gıcık iş.
Bir başka zevkti o canım, sanırım çoğunuz denemişsinizdir bunu. Halen ara sıra yapıyorum ben, iyi geliyor, keyif veriyor.
Düşüre düşüre bisküviyi; tam kıvamında yakalamayı becermiştim, öğrenmiştim sonunda çözmüştüm bu işi... Ya hayatı? Yok yahu neredeee...?
Bu yağmur... bu yağmur... bu kıldan ince
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur.
Bu yağmur kanımı boğan bir iplik
Devamını Oku
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur.
Bu yağmur kanımı boğan bir iplik




Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta