Sana eski aşkım dedim

Bir liman vardır.
Bazen gemi kalktığında kaçış hissettiğin,
Bazen de ayrılık hissettiğin.
Bu defa hislerin belirsizliğinde seyir başlamıştı.
Sancak tarafta;
Büyük Aşkın tatlı şırıltısı,
Kayalara her çarpışında beni ne kadar özlediğini söylüyordu.
Boğazın ışıkları ayaklar altına kadar süzülmüş,
Sanki hüzünlü ve gizemli bir akşamın başladığını anlatmaya çalışıyordu.
Alargadaki gemiler ne kadarda yalnızdılar.
İçindekiler sahilde çayını yudumlayan olmak isterlerdi bilmeden.
Bilselerdi bu seyrin sıkıntısını,
Kırlangıçta sıgara yakıp,
Derin bir nefes aldıktan sonra,
O mavi dumanlar arasından sahile bakarak,
Allah selamet versin,
Pruvan neta olsun kaptan derlerdi.
İskele tarafta;
Kalbimin derinliklerindeki hislerim bir yanardağ gibi.
Durmak bilmeyen o lavları,
Bütün yüreğimi dağlamıştı.
Sonra yerini üzerinde yosunların dahi,
Yetişmesine izin vermeyen kaskatı bir kaya.
Soğuyup soğumadığına emin olamadığım,
Elimi uzatıp kontrol etmekten korktuğum kaya.
Beni korkutan elimin yanması mı, üşümesi mi
Bilemediğim kaya.
Sahilde başlayan sohbet,
Böyle duygularla başlamıştı,
Karşılıklı titreyen ses tonlarıyla.
Sek rakıdan çekilen bir yudumdan sonra,
Üzerine tuz ve limon sıkılmış ayvadan alınan bir parça,
Biraz beyaz peynir,
Boğazda oluşan yanma hissinin keyfe dönmesi gibiydi,
Seninle sohbet.
Kim isterdi ki bu sohbetin bitmesini.
Fakat bu limandan ayrılma vakti gelmişti.
Vira bismillah la başlayan manevraya,
Önce çapa dipten kopmaya direndi.
Sanki tüm duygular bu zincire vurularak,
Söküp alınmıştı güverteye.
Öyle sıkı neta edilmişti ki,
Olurda kendi başına akıp gider diye
Bilinmeyen yeni limanlara doğru
Gemi yavaş yavaş uzaklaşırken,
İstemeye istemeye sana eski aşkım dedim.
Sanki aşkın eskisi varmış gibi.

5 Kasım 2002
Kapt. Murat YILDIZ